9. Hukuk Dairesi 2017/5183 E. , 2017/10623 K
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık
izin ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının
ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava
dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 16.02.2007 tarihinden bu yana
kepçe operatörü olarak çalıştığını, iş akdini haklı nedenlerle feshettiğini,
davacının hiç bir zaman çalışmasını aksatmadığını, fesih tarihi itibariyle
davacının net 2000-TL maaş aldığını, davacının çalışmakta olduğu ocakta dinamit
patlamalarında karşı hiç bir önlem alınmadığını, davacının çalışmakta olduğu
şantiyede kaldığı barınağın sağlık koşullarına uymadığını ve şantiye içerisinde
yer alan barınağın toz aldığını, personele verilen yemeğin dahi sağlık
koşullarına uymadığını, davacının sık sık göçük riskiyle karşı karşıya
kaldığını, günde 16-17 saat çalıştırılmakta olan davacının fazla çalışma
mesailerinin de izin veya ücret karşılığı ödenmediğini ileri sürerek kıdem,
ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti,
hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini
istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 29.12.2006-06.12.2011 tarihleri arasında davalı
şirkette kepçe operatörü olarak çalıştığını, davacının 10.11.2011-18.10.2011
tarihleri arasında amirlerinden izin almaksızın işe gelmediğini, devamsızlığı
sebebiyle davacıya ihtarname keşide edildiğini, davacının gelmediği günler için
mazeret bildirmeye davet edilerek aksi takdirde iş akdinin feshedileceğinin
ihtar edildiğini, davalı işverenin haklı nedenle feshinin söz konusu olması
nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı isteğinin yerinde olmadığını savunarak,
davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin
iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne
karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici
sebeplere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı
dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında
uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret
bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan
bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka
anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda
görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş
çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak,
fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık
beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel
bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin
niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı
araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi
tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün
değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki
ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın
ispatı her türlü delille yapılabilir.
Bordro imzalı olsa da bordroda fazla mesai çalışmaları karşılığı ücret
göstermelik ve sembolik olarak gösterilmiş ise, bu durumda da işçi tanıkla daha
fazla mesai yaptığını kanıtlarsa, bu halde fark ücretleri hesaplanmalıdır.
Dosya içeriğine göre, davacı taraf fazla mesai ücreti alacaklarının
ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı ise ödendiğini savunmuştur. Mahkemece
davacının ücret bordrolarında tahakkuk bulunduğu, bordroların da imzalı oluşu
ve ihtirazi kayıt içermeyişi gerekçe gösterilerek hesaplama sırasında fazla
mesai tahakkuku bulunan aylar dışlanarak sonuca gidilmiştir.
Ancak dosyada mevcut bordroların incelenmesinden; davacı işçiye asgari ücret
üzerinden 2007/Ocak, Mayıs ve Haziran ayları hariç her ay 1 veya 2 saatlik
sürelerle fazla mesai karşılığı ücret tahakkuk ettirildiği görülmektedir.
Mahkemece, davacının haftada 3 saat fazla mesai yaptığına yönelik yerinde olan
tespiti dikkate alındığında işyerinde yapılan fazla mesainin tahakkuk ettirilenden
çok daha fazla olduğu, tahakkukların sembolik ve kendini tekrarlayan şekilde
gösterildiği anlaşılmaktadır. Gerçek durumu yansıtmadığı açık olan ücret
bordrolarındaki kısmi tahakkuklara itibar edilerek ilgili aylardaki tüm fazla
mesai alacaklarının işçiye ödendiği düşünülemez. Mahkemece davacının aylık net
2.000,00 TL ücret ile çalıştığı ve haftada 3 saat fazla mesai yaptığı kabulüyle
hesaplama yapılarak, imzalı olan ve ihtirazi kayıt içermeyen bordrolarda
tahakkuk ettirildiği anlaşılan fazla mesai ödemelerinin (veya işçiye bordro
imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay
değişik miktarlarda bankadan yapılan ödemeler) hesaptan mahsup edilmesi,
2007/Ocak, Mayıs ve Haziran aylarının ise hesaplamada dışlanması ve oluşacak
sonuca göre davacının fazla mesai alacaklarının hüküm altına alınması
gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin
alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.06.2017 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.