ADLİ TATİLDE SÜRELERİN KANUNLAR BAZINDA İNCELENMESİ


Yazar: Av. Bilge İŞ & Av. Selçuk ENER
21.07.2023 10:28:59
ADLİ TATİLDE SÜRELERİN KANUNLAR BAZINDA İNCELENMESİ

Adli tatil, 6100 sayılı HMK, 5271 sayılı CMK ve 2577 sayılı İYUK’ta ayrı ayrı düzenlenmiş olup her yıl 20 temmuz ve 31 ağustos arasındaki dönemdir. Bu husus,

“Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar.”

Şeklindeki HMK’nın 102. Maddesi,

“Ceza işlerini gören makam ve mahkemeler her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuzbir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler….”

Şeklindeki CMK’nın 331. Maddesi ve

“Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.

Tatil günleri sürelere dahildir. Şu kadarki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar.

Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır…”  

Şeklindeki İYUK’un 8. Maddesi’nde belirtilmiştir.

Ayrıca belirtmek gerekmektedir ki süresinin bitimi adli tatile denk gelen bir işin HMK kapsamında olması halinde bu süre adli tatilin bitiminden itibaren (HMK-104) gereği 1 hafta, CMK kapsamında olması halinde (CMK-331/4) gereği 3 gün ve İYUK kapsamında olması halinde de (İYUK-8/3) gereği 7 gün uzamış olacaktır.

HMK bakımından:

Uzama tarihleri yukarıda belirtilmişse de uygulama bakımından daha anlaşılabilir olması adına aşağıdaki içtihadı paylaşmak gerekecektir.

                                                                                                                                                                                

“…Her ne kadar temyiz süresinin bitiminin adli tatil zamanına rastladığı, bu durumda davalı arsa sahipleri vekilinin kararı, 07.09.2016 tarihinde sona eren temyiz süresinden sonra, 08.09.2016 tarihinde temyiz ettiği bu nedenle temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmişse de, davalı arsa sahipleri vekiline ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının 12/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz kanun yoluna başvurma süresinin son günü adli tatil süresi içine denk geldiğinden sürenin adli tatilin sona erdiği tarihten itibaren bir hafta uzamış sayılacağı (HMK m. 104), HMK’nun 92/2. maddesine göre hafta olarak belirlenmiş sürenlerde sürenin başlangıcına karşılık gelen günün tatil saatinde süre biteceğinden 1 Eylül Perşembe günü başlayan 1 haftalık süre 8 Eylül Perşembe günü sona ereceğinden 08/09/2016 tarihli temyiz başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerektiği bu kez yapılan incelemeyle anlaşıldığından davalı arsa sahipleri vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir…”

(Yargıtay 15. HD. 2020/2214 E. 2021/1956 K.)

                                                                                                                                                                                

“…Tebliğ tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş bulunan 6100 Sayılı HMK’nın adli tatilin sürelere etkisini düzenleyen 104. maddesi; “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” hükmünü içermektedir.

Somut olayda; gerekçeli karar, temyiz eden davalı vekiline 25.07.2018 tarihinde tebliğ edildiğinden temyiz süresi adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılacaktır. Bu durumda 1 Eylül 2018 cumartesi gününden itibaren bir haftalık temyiz süresi hesaplandığında temyiz süresinin son günü 8 Eylül 2018 cumartesi gününe denk gelmektedir. Aynı yasanın 93. maddesinde “sürenin son gününün resmi tatil gününe rastlaması halinde, süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter” düzenlemesi yer almaktadır. Davalı vekili temyiz itirazını 8 Eylül 2018 tarihinden sonraki ilk iş günü olan 10 Eylül 2018 pazartesi günü yaptığından temyiz dilekçesi süresindedir. Bu itibarla mahkemenin temyiz itirazının süresinde olmadığından reddine ilişkin 12.09.2018 tarihli ek kararı kaldırılarak işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir…”

(Yargıtay 14. HD. 2018/4760 E. 2021/3232 K. 17.5.2021 T.)

                                                                                                                                                                                

“…HMK'nın “sürelerin bitimi” başlıklı 92/2. maddesinde süre; hafta, ay ve yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay ve yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter hükmü yer almaktadır. HMK'nın 102. maddesi uyarınca adli tatilin başladığı gün 01.09.2017 tarihi olup, Cuma gününe rast gelmektedir. Bu tarihe bir hafta eklendiğinde o haftaya tekabül eden gün Cuma günü olacağından kanunen temyiz süresi 08.09.2017 tarihinde dolacaktır….”

(Yargıtay HGK. 2017/2873 E. 2017/1449 K. 29.11.2017 T.)

                                                                                                                                                                                

(HMK-103)’de Adli tatilde görülecek işler;

ü  İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.

ü  Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.

ü  Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.

ü  Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.

ü  Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.

ü  İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.

ü  Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.

ü  Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.

ü  Çekişmesiz yargı işleri.

ü  Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler.

Şeklinde sıralanmıştır.

HMK’nın;

“Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a gönderilmesi işlemleri de yapılır.”

Şeklindeki 103. Maddesinin 3. Fıkrasında da anlaşılacağı üzere adli tatilde görülemeyen işler için de her türlü usul işleminin yapılabilmesine kanun koyucu tarafından imkan tanınmıştır. Fakat karşı tarafın bu usul işlemlerine karşı gerçekleştirmesi gereken işlemlerin süresi yine adli tatilin bitiminden sonrasına kadar duracaktır.

CMK bakımından:

CMK’nın;

“Soruşturma ile tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaların ve ivedi sayılacak diğer hususların tatil süresi içinde ne suretle yerine getirileceği, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.

Tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapar…”

Şeklindeki 103. Maddesinin 2. Ve 3. Bendinden de anlaşılacağı üzere ivedi sayılabilecek soruşturma ve tutuklu işlere ilişkin kovuşturmalar ve diğer hususlar adli tatilde görülebilecektir.

                                                                                                                                                                                

“…Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin 05.07.2019 gün ve 2019/2091 Esasi 2019/2070 sayılı kararının sanık müdafii ile katılan … Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, … Bölge Adliye Mahkemesi kararının, katılan Bakanlık vekiline 22.07.2019 tarihinde, sanık müdafiine 23.07.2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, 03.09.2019 tarihinde temyiz dilekçelerini sunmuş oldukları ve işin tutuklu iş olması nedeni ile temyiz süresinin CMK’nın 331/4. maddesi gereğince uzamayacağı anlaşılmakla; sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin 15 günlük yasal süresinden sonra yapılan temyiz istemlerinin, 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca reddine” oybirliğiyle…”

(Yargıtay 1. CD, 2020/2321 E. 2021/8120 K. 17.05.2021 T. )

                                                                                                                                                                                

“…Sanık müdafiinin, mahkemece yokluğunda verilip 03.08.2018 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilen hükmü 5271 sayılı CMK’nın 291/1. maddesinde düzenlenip tebliğden işlemeye başlayan on beş günlük kanuni süresinden sonra sunduğu 05.09.2018 havale tarihli dilekçeyle temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin aynı Kanunun 298. maddesi uyarınca reddine…”

(Yargıtay 14. CD. 2019/614 E. 2019/8037 K. 07.03.2019 T.)

                                                                                                                                                                                

Yukarıdaki içtihatların madde metnine aykırı olduğu kanunun lafzından bu şekilde bir anlam çıkarılmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile eleştirildiğini belirtmek durumundayız. Eleştirilerin gerekçesi olarak da kanun maddesinde tutuklu işler ve ivedi işlere ait duruşmaların adli tatilde görüleceğinden bahsedilse de kanunun tutuklunun aleyhine sonuç doğurmama gibi bir amacının olduğu sunulmaktadır. Ayrıca kanunda hangi işlerin adli tatilde görülebileceği hangilerinin görülemeyeceğinin ayrımının yapılmamış olması sebebiyle içtihatların belirli bir ayrım dahilinde oluşturulması kabul edilmemiştir.

İYUK bakımından:

Tatil hususu İYUK’un “Çalışmaya Ara Verme” başlıklı 61. Maddesinde;

“Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler. Ancak, yargı çevresine dahil olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu il merkezi dışında kalan ve sadece bir idare veya bir vergi mahkemesi bulunan yerlerdeki idari yargı mercileri çalışmaya ara vermeden yararlanamazlar. Bu mahkemeler, 62 nci maddedeki sınırlamaya tabi olmaksızın görevlerine devam ederler…”

Şeklinde belirtilmiştir. Nöbetçi mahkemelerin görebileceği işler de yine aynı kanunun 62. Maddesinde

“Nöbetçi mahkeme çalışmaya ara verme süresi içinde aşağıda yazılı işleri görür:

Yürütmenin durdurulmasına ve delillerin tespitine ait işler,

Kanunen belli süre içinde karara bağlanması gereken işler.”

Şeklinde sayılmıştır.

İdari yargı bakımından sürelerin durması hususunu açıklığa kavuşturmak gerekirse “…yargı çevresine dahil olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu il merkezi dışında kalan ve sadece bir idare veya bir vergi mahkemesi bulunan yerlerdeki idari yargı mercileri çalışmaya ara vermeden yararlanamazlar…” şeklindeki madde gereği tatil yapmayan mahkemelerde görülen işler adli tatilde de görülmeye devam edecektir. Bu sebeple süreler durmayacaktır.

Özetle 20 temmuz ile 31 ağustos arasındaki süreçte yukarıda açıklanan istisnalar hariç tüm yargı işleri durmakta olup bu sürenin bitmesi ile birlikte işler görülmeye devam etmektedir. Bu husus paylaşılan içtihatlardan da anlaşılacağı üzere dikkat edilmesi gereken önemli bir husus olup dikkat edilmemesi halinde büyük hak kayıplarına sebebiyet vermektedir. Bu sebeple dava takibinin avukatlar ile yapılmasının faydaları yazının okunması ile anlaşılacak olup ne denli elzem bir durum olduğu bilinebilecek durumdadır.

Av. Bilge İŞ & Av. Selçuk ENER