Aidat Borcuna İlişkin Gecikme Tazminatında Temerrüt Tarihi


Yazar: Stj. Av. E. Barkın SOLHAN & Av. Selçuk ENER
12.07.2024 11:21:22
Aidat Borcuna İlişkin Gecikme Tazminatında Temerrüt Tarihi

Aidat borçlarının ödenmemesi durumunda temerrüt faizi işlemeye başlar. Ancak işleyecek olan temerrüt faizinin tarihi açıkça belirlenmiş olması gerekmektedir.

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/2284 E. 2018/6954 K. 31.10.2018 tarihli kararı şu şekildedir:

‘’…Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; kurulan hüküm alınan bilirkişi raporuna dayandırılmış ancak bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin, dayanağını oluşturan düzenleme; işletme projesi ise işletme projesinin davalıya tebliğ edildiği tarih, kat malikleri kurulu kararı ise bu kurula davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır. O halde; öncelikle aidat borcunun doğduğu dönemlere ilişkin alınan kat malikleri kurulu kararlarına ait belgeler (toplantı tutanakları, hazirun cetveli, gündem, vs.) dosyaya celbedilerek, bu kararların iptal edilip edilmediği, davalıya tebliğ edilip edilmediği tespit edilip, tebliğ tarihinden itibaren gecikme tazminatı uygulanabilecek olup, temerrüt tarihi duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeksizin takip tarihinden öncesine gecikme tazminatı işletilmesi doğru görülmemiştir. Tarafların tüm delilleri, banka kayıtları, ödeme belgeleri, tahsilat makbuzları celbedilerek, davalının ödemesi gereken bir meblağ bulunup bulunmadığı tam olarak tespit edilip, alınacak uzman mali müşavir bilirkişi raporu doğrultusunda, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri de birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz, denetime elverişli olmayan incelemeyle karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…’’