BELİRSİZ ALACAKLAR BAKIMINDAN EK DAVA AÇILAMAZ


Yazar: Yargıtay 9.Hukuk Dairesi
07.02.2024 14:46:06
BELİRSİZ ALACAKLAR BAKIMINDAN EK DAVA AÇILAMAZ

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi  2023/697 E. 2023/3466 K. 13.03.2023 T.

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen 03.03.2016 tarihli ve 2014/437 Esas, 2016/120 Karar sayılı karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece 24.02.2020 tarihli ve 2017/14256 Esas, 2020/2874 Karar sayılı karar ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen 12.05.2016 tarihli ve 2016/101 Esas, 2016/264 Karar sayılı karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece 14.10.2020 tarihli ve 2017/16901 Esas, 2020/11895 Karar sayılı karar ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş; işbu bozma sonrası 2021/83 Esas numarasını almıştır.

Bozmadan sonra Mahkemenin 2021/83 Esas sayılı dava dosyası 24.03.2022 tarihli ve 2022/81 Karar sayılı karar ile işbu dava ile birleşmiştir.

Mahkemece bozma ilâmlarına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise derdestlik dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı vekili tarafından temyize konu edilen toplam miktar 1.805,84 TL olup Mahkemenin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Saatçioğlu Balıkçılık isimli işyerinde 27.07.2007-27.08.2013 tarihleri arasında toptan balık alım satımında, depodan yapılan dağıtım ve işverene ait olan ve depo ile aynı yerde bulunan lokantada 1.400,00 TL ücret karşılığında 07.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, hafta tatili kullanmadığını, dinî bayramların ilk günü dışında ... bayram ve genel tatillerin tamamında çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını, müvekkilinin davacı işyerinde bulunan çalışma şartlarının düzeltilmesi, fazla çalışma ücretlerinin ödenmesi hususlarında davalı işverenle görüşmeye başladığı anda gönül ilişkisi bulunan bayan tarafından işverenin baskısı ile hakkında şikâyette bulunulduğu, ... sözleşmesinin feshinden bir süre sonra müvekkilinın işe yeniden başlamış gibi sigorta girişinin yapıldığını, müvekkiline izin ücreti adı altında 2.185,00 TL ödenerek ibraname imzalamasının talep edildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/437 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine açılan dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin talep edebileceği alacak tutarlarının hesaplandığını, Mahkemece dava dilekçesinde talep edilen tutarların hüküm altına alınarak fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu belirterek Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/437 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda tespit edilen bakiye kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği çalışma şartlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının müvekkilinin eşinin annesi olan S.A. hakkında uygunsuz ithamlarda bulunmaya başladığını, bu ithamlar müvekkili tarafından duyulunca 27.08.2013 tarihinde müvekkilinin ve ... arkadaşlarının yüzüne bakamadığından telefonunu da kapatmak suretiyle işyerini terk ettiğini, ....09.2013 tarihinde özür dileyerek çalışmak istediğini beyan etmesi üzerine tekrar işe başlatıldığını ancak bir süre sonra yine işe devam etmediğini, davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, S.A’nın şikayeti üzerine Erdemli l. Sulh Ceza Mahkemesinin 2014/79 Esas sayılı dosyasından verilen 2014/653 Karar sayılı ilâm ile davacı hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, davacının ... ... Kurumuna (İŞKUR) yaptığı şikâyet üzerine yapılan inceleme sonunda yıllık izin ücreti alacağı dışında başka bir alacağının olmadığına karar verildiğini, müvekkili tarafından davacının hesabına yıllık izin ücretlerinin yatırıldığınıı savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının aynı vakıalara dayanarak Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/437 Esas sayılı dosyasından da dava açtığı ve ilgili dosyadan verilen hükmü temyiz ettiklerini ve temyiz incelemesinde olduğunu, davacının müvekkilinin yakınına yönelik iyiniyet ve ahlak kurallarına aykırı davranışının Erdemli Sulh Ceza mahkemesinin 2014/79 Esas, 2014 /653 Karar sayılı dosyasıyla sabit olmasından sonra kendi iradesi ile işine devam etmeyerek işten ayrıldığını, Mahkemenin 2014/437 Esas sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, davacının işyerinde asgari ücretle çalıştığını, yıllık izinlerinin kullandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
1. Mahkemenin 03.03.2016 tarihli ve 2014/437 Esas, 2016/120 Karar sayılı kararı ile; süresinde verilmeyen cevap dilekçesi ile ileri sürülen zamanaşımı def'ine değer verilmediği, ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin davalı işveren tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. Mahkemenin 12.05.2016 tarihli ve 2016/101 Esas, 2016/264 Karar sayılı kararı ile; 03.03.2016 tarihli ve 2014/437 Esas, 2016/120 Karar sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda o davada hüküm altına alınmayan bakiye miktarın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararlarına karşı süresi içinde davalı vekili ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.02.2020 tarihli ve 2017/14256 Esas, 2020/2874 Karar sayılı ilâmı ile; Mahkemece görev hususunun kamu düzeninden olduğu gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile işin esasına girerek karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulmasına, bozma nedenine göre esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

3. Dairemizin 14.10.2020 tarihli ve 2017/16901 Esas, 2020/11895 Karar sayılı ilâmı ile; Mahkemece görev hususunun kamu düzeninden olduğu gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile işin esasına girerek karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulmasına, bozma nedenine göre esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozma İlâmlarına Uyularak Verilen Karar
1.Mahkemenin 24.03.2022 tarihli ve 2021/83 Esas, 2022/81 Karar sayılı kararı ile Dairemizin 14.10.2020 tarihli ve 2017/16901 Esas, 2020/11895 Karar sayılı ilâmına konu dava dosyası işbu dava dosyası ile birleştirilmiştir.

2. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işverenin Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) davacının işten çıkış kodunu önce kod (29) olarak daha sonra ise kod (03) olarak bildirildiği dolayısıyla haklı nedenle ... sözleşmesinin feshettiğini ispatlayamadığı, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının değerlendirildiği, davacının kıdemine göre 90 gün yıllık izin ücreti hak ettiği, davalı işveren tarafından yapılan ödeme mahsup edildikten sonra bakiye yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınması gerektiği, davacı tanıklarının davalı işyerinde çalışması olmadığından çalışma düzeni konusunda görgüye dayalı bilgileri olmadığından beyanlarına itibar edilmediği, davalı tanıklarının beyanlarına göre yapılan değerlendirmeye göre davacının haftanın 6 günü çalıştığının ve haftada 4 saat fazla çalışma yaptığının, dinî bayramlarda çalışmayıp diğer genel tatil günlerinde çalıştığının anlaşıldığı gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince davacı tarafa asıl dava yönünden talebini tam ve kesin olarak belirlemek üzere süre verildiği ve davacı tarafça asıl dosya yönünden alacaklarını artırma taleplerinin olmadığının bildirildiği, Dairemizin 02.03.2022 tarihli ve 2022/1941 Esas, 2022/2780 Karar sayılı ilâmı da gözetilerek belirsiz alacak davasında alacağın tamamının dava konusu yapıldığı ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağı dikkate alınarak dava şartının resen yargılamanın her aşamasında değerlendirilebileceği kanaati ile birleşen ek davanın derdestlik dava şartı sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; bir davanın derdest olduğundan söz edebilmek için önceki davanın taraflarının, dava konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerektiğini, ilk kısmi dava ile fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak istekte bulunulduğunu, ikinci davanın ise ek dava olup ilk davada saklı tutulan fazlaya ilişkin hakların talep edildiğini, ıslah yerine ek dava açma yönteminin tercih edildiğini, bu nedenle derdest dava bulunduğu gerekçesi ile usulden ret kararı verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosyanın içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl davanın birleşen dava yönünden derdest kabul edilip edilemeyeceği ve birleşen davada derdestlik dava şartının söz konusu olup olmadığına ilişkindir.


2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin ikinci fıkrası, 114 üncü maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.