BİLİRKİŞİ EK RAPORUNA İTİRAZ İÇİN YASAL SÜRENİN TANINMAMIŞ OLMASI HUKUKİ DİNLENİLME HAKKININ İHLALİDİR


Yazar: YARGITAY
02.11.2022 06:41:21
BİLİRKİŞİ EK RAPORUNA İTİRAZ İÇİN YASAL SÜRENİN TANINMAMIŞ OLMASI HUKUKİ DİNLENİLME HAKKININ İHLALİDİR

Yargıtay 9. HD., E. 2021/11984 K. 2021/16145 T. 6.12.2021 T.C. Yargıtay Başkanlığı - 9. Hukuk Dairesi Esas No.: 2021/11984 Karar No.: 2021/16145 Karar tarihi: 06.12.2021 Belgeyi Lexpera’da Görüntüle MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı işyerinde 15.07.2005-21.07.2014 tarihleri arasında çalıştığını, 2005-2011 yılları arasında kalite yöneticisi olduğunu, daha sonra imalat yöneticisi olarak çalışmaya devam ettiğini, davalı işyerinin çalışma koşullarının işçi sağlığını olumsuz etkiler nitelikte olması sebebiyle sürekli rahatsızlıklarının oluştuğunu, bordroda gerçek ücret gösterilmediği gibi davacının kerhen bordroları imzaladığını, ücretin bir kısmının banka ve bakiyesinin elden ödendiğini, davalı tarafından sigorta giriş ve çıkışları yapıldığını ve bu sebeplerle iş akdini haklı nedenle feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, hafta tatili alacağı, ulusal bayram ve genel tatil alacağı ve fazla mesai alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ile birlikte bazı işçilerin anlaşarak dava dışı başka bir şirkette çalışmak ve davalı firmaya zarar vermek amacıyla iş akitlerini haksız olarak feshettiklerini, rekabet yasağına aykırı hareket ettiklerini, halen işyerinde çalışan bazı işçilere de teklif götürdüklerini, davalı fabrikanın sağlık koşullarının iyi olmadığı iddiasının da gerçek dışı olduğunu, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, 17.05.2016 tarihli ilk karara karşı taraflarca temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 11.11.2019 gün ve 2016/23238 esas 2019/20722 karar sayılı ilamında yazılı gerekçelerle bozma kararı verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz Başvurusu: Karar, davalı vekilince yasal süresi içinde temyiz edilmiştir. Sayfa 1/3 Gerekçe: Taraflar arasında davalının hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur. Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır. İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar. Dosya kapsamına göre, bozma sonrası yapılan yargılamada düzenlenen 31.03.2021 tarihli bilirkişi ek raporunun davalı şirkete 05.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalının ek rapora karşı beyanda bulunması için yasal iki haftalık süresi beklenmeden 14.04.2021 günü davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafa bu rapora karşı beyan ve itirazlarını sunma imkanının verilmemiş olması hukuki 9. HD., E. 2021/11984 K. 2021/16145 T. 6.12.2021 Sayfa 2/3 dinlenilme hakkını temin eden savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Mahkemece yapılması gereken iş, davalıya bilirkişi ek raporuna karşı beyanlarını sunması için davalıya yöntemince süre verilmesi, varsa itirazları da değerlendirilerek sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmesidir. Bu yön gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve kanuna aykırı olup karar bu yönü ile bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 06.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.