DAVA DİLEKÇESİNDE AÇIKÇA YEMİN DELİLİNE DAYANILMIŞSA HAKİMCE HATIRLATILMAMASI BOZMA NEDENİDİR


Yazar: .
07.08.2023 12:48:31
DAVA DİLEKÇESİNDE AÇIKÇA YEMİN DELİLİNE DAYANILMIŞSA HAKİMCE HATIRLATILMAMASI BOZMA NEDENİDİR

T.C.
YARGITAY
ÜÇÜNCÜ HUKUK DAİRESİ

 

Esas: 2022/7993

Karar: 2023/373

Tarih: 01.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/267 E., 2020/484 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, şirketlerinin yurtdışına sebze ve meyve ihracatı yaptığını, davalıdan mal almak için bağlantıya geçtiğini ve takibe konu çekin mal alma karşılığında verildiğini, ancak davalının lehdarı olduğu çeki tahsil etmesine rağmen kendilerine mal teslimi yapmadığını, davalı aleyhine icra takibine geçtiklerini, davalı tarafın haksız ve kötüniyetli olarak borca ve yetkiye itiraz ettiğini, alacaklı olan şirketlerinin ikametgahının Antalya olduğunu, para alacağında alacaklının ikametgahı icra dairesi ve mahkemesinin yetkili olduğunu, ayrıca çekteki keşide yerinin Antalya olup bu nedenle de yetki itirazının yerinde olmadığını belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına haksız ve kötü niyetli olan davalının % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, yetki itirazında bulunduklarını, taraflar arasında bir sözleşmesel ilişkinin bulunmadığını, bu itibarla Antalya Mahkemelerinin ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olmadığını, kendisinin ikametinin bulunduğu ... İcra Dairelerinin ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davaya dayanak yapılan çek bir ödeme aracı olmakla birlikte kendisinin işbu çekte cirosunun olmadığını, çeki tahsil etmediklerini, çek arkasında bulunan kendisinin eli ürünü olmayan imzaya itiraz ettiğini, ciro imzasının da kendisine ait olmadığını, çekin borç ödemesi sayıldığını, davacının çeki verdiği anda mevcut borcunun ödendiğini, çekin avans olarak verilmediğini, teslim edilecek mala mahsuben çek verildiği iddiasının yazılı delille ispatı gerektiğini belirterek öncelikle icra dosyasındaki yetki itirazının incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/04/2014 tarihli ve 2014/48 Esas, 2014/110 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın icra dairesinin yetkisine itirazın yerinde olduğu ve yetkili yerde takip yapılmadığından davanın reddine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25/01/2018 günlü, 2017/851E- 2018/728K. sayılı ilamı ile; HMK'nin 6.maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, takibe konu alacak çekin bedelsiz olduğu halde tahsil edilmesinden kaynaklandığı ve bu kapsamda icra takibi yapıldığı anlaşılmış olup, davacının istemi para alacağı olduğuna göre Türk Borçlar Kanunu 89. (eski B.K'nin 73.) maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu, davacı şirketin adresi Konyaaltı/Antalya olup, borcun ifa edileceği yer itibariyle yetkili mahkeme ve icra dairesi Antalya Mahkemesi ve icra dairesi olduğundan, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı tarafça her ne kadar takibe konu çekin mal alma karşılığında verilmesine karşın davalı tarafça mal teslimi yapılmadığı, bu nedenle çekin hükümsüz kaldığı iddia edilmiş ise de; kambiyo senedi niteliğindeki çekin bir ödeme aracı olduğu, kural olarak sebepten mücerret olduğu, keşidecinin herhangi bir sebeple bono veya çek keşide edip vermiş olabileceği, bir borcun kambiyo senedine bağlandıktan sonra asıl ilişkiden bağımsız hale geldiği, bu sebeple kambiyo senetlerinin kayıtsız şartsız borç ikrarı içeren belgeler olduğunun kabul edildiği, bu aşamadan sonra keşidecinin kambiyo senedinin ihdas sebebini ve bu sebebe göre borçlu olmadığını yazılı yahut kesin delillerle ispat etmesi gerektiği, tüm bu nedenlerle davacı tarafça çekin ihdas sebebini ve çek nedeniyle borçlu olmadığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; şirketlerinin ticari defterlerinin incelenmediği gibi davalının isticvabı taleplerinin yerine getirilmediğini, yemin teklif etme haklarının hatırlatılmadığını, davalının tahsil ettiği para karşılığında malı teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, işbu davanın banka kayıtları araştırılarak açıldığını, herkesin aldığını geri vermek zorunda olduğunu, bağlantı çeki verilmesinin Antalya ilinde yaygın bir uygulama olduğunu, bu yaygın uygulama karşısında ispat külfetinin davalıda olduğunu, ödemenin teslimden önce yapıldığını, davalının ödemeyi aldıktan sonra teslim etmesi gereken mahsulleri teslim etmediğini, ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, alınacak mal karşılığı verilen çekin bedelsiz olduğuna ilişkin yapılan icra takibi sebebi ile açılmış itirazın iptali davasıdır.

İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89. Maddesi, 6102 sayılı TTK md.780 vd. , 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. Maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. Maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yemin" başlıklı 225.Maddesi vd.

Değerlendirme

Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin, iddianın ispatı yönünden son başvurulacak bir ispat vasıtasıdır. Hakim, davacının iddiasını, yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, davacı tarafa, dava dilekçesinde dayandığı yemin delilini de resen hatırlatmalıdır. Aksi halde, davacının tüm delilleri toplanıp, değerlendirilmemiş olur.

Somut olayda, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davacı, dava konusu çekleri mal karşılığı davalıya verdiğini, ancak malların teslim edilmediğini yazılı belge ile ispat edememiştir. Ne var ki davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmıştır. Bu itibarla davacının iddiasını isbatta dayandığı yemin delili çerçevesinde gerekli hatırlatma ve teklif yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde mahkemece, yukarıda açıklanan usullere göre yargılamaya devam edilip, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

 

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının reddine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.