Hükmedilen Manevi Tazminatın Az Olması Bozma Sebebidir


Yazar: Stj. Av. E. Barkın SOLHAN & Av. Selçuk ENER
17.07.2024 14:47:58
Hükmedilen Manevi Tazminatın Az Olması Bozma Sebebidir

Maddi ve manevi tazminat, tazminat hukukunun genel anlamda temelini oluşturmaktadır. Maddi tazminatın belirlenmesi, manevi tazminata göre çok daha kolaydır. Zira manevi tazminatın tutarını etkileyecek haller belirtilmişse de her somut olaya göre farklılık göstermektedir. Hakim manevi tazminata hükmederken bu koşulları göz önünde bulundurmalıdır. Manevi tazminat tutarının az belirlenmesi ise bozma nedenidir.

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2018/1654 E. 2019/2522 K. 03.04.2019 tarihli kararı şu şekildedir:

‘’…Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak takdir edeceği tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )

Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı kazalı işçi Zafer yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu ortadadır.

O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek, davacı kazalı işçi Zafer yönünden hüküm bozulmalıdır…’’