İDARİ YARGIDA İSTİNAFIN KABULÜ HALİNDE TEMYİZ YOLU AÇIKTIR

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 6. Fıkrası uyarınca 46. maddeye göre temyize açık olmayan istinaf kararlarının kesin olduğu düzenlenmiştir. 46. maddede ise Bölge İdare Mahkemelerinin konu itibarıyla hangi davalardaki uyuşmazlıkların çözümüne dair verdikleri kararlara karşı temyiz yoluna gidilebileceği hüküm altına alınmıştır.
46. Maddede sayılmayan uyuşmazlıklarda istinafın kısmen kabulü veya tümden kabulü halinde yargılamanın tamamen neticeleneceği sonucunun Anayasa’nın 36. Maddesinde yer alan hak arama hürriyetini ihlal edip etmeyeceği tartışma konusudur. Nitekim Anayasa Mahkemesine yapılan söz konusu fıkranın iptaline ilişkin başvuru karara bağlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi 2024/189 E. 2025/83 K. 27.03.2025 tarihli kararında;
“…Belirli bir önem derecesine shaip uyuşmazlıklara ilişkin bölge idare mahkemelerinin kararlarına karşı temyiz yolunun açık tutulması, bu tür bir öneme sahip olmayan uyuşmazlıklar bakımından verilen kararların ise kesin olması öngörülmek suretiyle Danıştayın iş yükünün azaltılması ve böylece temyize tabi uyuşmazlıklar ile istinaf aşamasında kesinleşen uyuşmazlıkların incelemesinin makul bir sürede tamamlanması, iş yükünün hafifletilmesiyle de Danıştayın içtihat mahkemesi rolünün güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Hükmün denetlenmesini talep etme hakkına yönelik bu tür bir sınırlamanın iş yükünün azaltılmasına katkı sunacağı söylenebilir ise de Danıştayın bir içtihat mahkemesi olma vasfını geliştirecek nitelikte bir tedbir olmadığı da açıktır. Zira kanunlarda belirtilen belirli konular dışındaki uyuşmazlıklara ilişkin olarak temyiz yolunun kapalı olması, içtihadın gelişmesi ve çeşitlenmesine hizmet etmeyeceği gibi içtihadın kısır bir alana hapsolmasına da neden olabilir. Dolayısıyla gerek söz konusu anayasal amaçlar gerekse temyiz merciin iş yükünün azaltılması ve içtihat mahkemesi olma özelliğinin güçlendirilmesi bakımından hükmün denetlenmesini talep etme hakkına daha az zarar verici müdahaleye sebep olan bir tedbirin öngörülmesi mümkündür.
Bu itibarla davaların makul sürede ve en az giderle sonuçlandırılması amacına daha hafif bir sınırlamayla ulaşılması mümkünken bölge idare mahkemelerinin 46. Maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğunu hükme bağlayan kuralın “istinaf başvurusunun kısmen veya tümden kabulü hali” yönünden hükmün denetlenmesini talep etme hakkına ölçüsüz bir sınırlama getirdiği sonucuna varılmıştır.”
Şeklinde içtihat etmiştir. Bu kapsamda hükmün iptaline karar verilmiştir. Ölçüsüzlük gerekçesiyle verilen bu karar neticesinde, istinaf incelemesinde tümden veya kısmen kabul ile sonuçlanan dosyalarda temyiz kanun yolunun açık olması gerektiği hükme bağlanmıştır.
İdare hukuku ve idari usul hukuku teknik detaylarla çevrili uzmanlık gerektiren bir alandır. İhtiyacınız halinde uzman bir idare hukuku avukatından yardım almanız gerekmektedir.
Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!