İşçi İle İşveren Arasında İmzalanan Farklı Dilde İki Tane İş Sözleşmesi Varsa Sözleşme İçeriklerinin Aynı Olması Gerekir


Yazar: YARGITAY
15.09.2022 10:10:21
İşçi İle İşveren Arasında İmzalanan Farklı Dilde İki Tane İş Sözleşmesi Varsa Sözleşme İçeriklerinin Aynı Olması Gerekir

Yargıtay 9. HD., E. 2021/1230 K. 2021/7665 T. 6.4.2021 T.C. Yargıtay Başkanlığı - 9. Hukuk Dairesi Esas No.: 2021/1230 Karar No.: 2021/7665 Karar tarihi: 06.04.2021 Belgeyi Lexpera’da Görüntüle cezai şart talebi • cezai şart • cezai şart alacağı • haksız fesih • bilirkişi raporu • iş sözleşmesi • kesin süre • karşı dava MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi ... Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar vekilince istenilmesi ve davacı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06/04/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, müvekkilinin davalı federasyonda 17.05.2011-01.04.2014 tarihleri arasında kayak antrenörü olarak aylık 3.000 Avro ücretle çalıştığını, sözleşmenin bu süre arasında her bir yıl için yapıldığı ve 30 Mart tarihinde kendiliğinden sona ereceğinin hüküm altına alındığını, aynı madde gereği sözleşmeyi bildirimsiz fesih halinde 6 aylık ücret tutarında tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, harcırah ve haksız fesih nedeniyle 6 aylık tazminat alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, sözleşmede kararlaştırılan 3 yıllık sürenin 30.03.2014 tarihinden kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırıldığını, bildirimsiz feshin söz konusu olmadığını, harcırah ve yolluklarının tamamının ödendiğini, davacının alacağı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Sayfa 1/3 Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti : Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355’inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esas yönünden reddine karar verilmiştir Temyiz: Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı taraf temyiz başvurusunda bulunmuştur. Gerekçe: I-Davalı Temyizi Yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7. maddesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun’na yapmış olduğu atıf nedeni ile, İş Mahkemesinden verilen kararlar tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. İki haftalık süre içinde temyiz edilmeyen, temyiz defterine kaydı yapılmayan veya verilen kesin süre içinde temyiz harç ve gideri yatırılmayan kararlar kesinleşmiş olur. Somut uyuşmazlıkta gerekçeli kararın davalıya usulüne uygun olarak 21.12.2020 tarihinde tebliğ edilmesine göre iki haftalık kanuni temyiz süresinin son günü 04.01.2021 günüdür. Bununla birlikte davalı vekilinin mahkeme kararını kanuni süre geçtikten sonra olmak üzere 05.01.2021 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun'un 366 maddesi ile uygulanmasına devam olunan 6100 sayılı Kanun'un 345. maddesi gereğince temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, II-Davacı Temyizi Yönünden; 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın kanuni gerektirici sebeplerine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı işçi iş sözleşmesinin haksız feshine bağlı olarak cezai şart isteğinde bulunmuş, İlk Derece Mahkemesi sözleşmenin belirli süreli olması halinde sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlanan cezai şartın geçerli olabileceğinden bahisle taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği ve belirlenen cezai şartın içeriğine göre cezai şartın geçerli olmadığı gerekçesi ile cezai şart alacağı talebinin reddine karar vermiş, davacının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu ve buna göre cezai şartın istenemeyeceği gerekçesiyle davacının istinaf itirazının reddine dair hüküm kurulmuştur. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 08.03.2019 tarih, 2017/10 E. ve 2019/1 K. sayılı kararında objektif nedenler olmasa da belirli süreli olarak yapılan sözleşmede öngörülen cezai şartın geçerli olduğu sonucuna varılmış olup ilk derece ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından salt sözleşmenin belirsiz süreli olduğundan söz edilerek cezai şart talebinin reddine karar verilmesi ile buna ilişkin istinaf itirazının 9. HD., E. 2021/1230 K. 2021/7665 T. 6.4.2021 Sayfa 2/3 esastan reddi hatalıdır. Dosya içinde davacı işçi ile imzalanan İngilizce ve Türkçe olarak düzenlenmiş iki sözleşme metni bulunmakta olup özellikle cezai şart maddesi bakımından her iki metin arasında tereddüte yol açabilecek ibarelerin bulunduğu görülmüştür. Davacının imzasını taşıyan Türkçe metnin 3. maddesinin 3. fıkrasında ''İş bu sözleşme, yazılı bir bildirim yapılması sureti ile müşteri veya hizmet sağlayıcı tarafından feshedilebilir, bu durumda yazılı bildirimin fesihten en az 1 ay önce gönderilmesi gerekmektedir. Müşteri veya hizmet sağlayıcının bildirimsiz olarak sözleşmeyi fesih hallerinde ise fesih eden taraf 6 aylık net ücreti karşı tarafa ödemeyi kabul ve taahhüt eder.'' ibaresi yazılı olup İngilizce iş sözleşmesinin tercüme edildiği metnin 3.maddesinin 3. fıkrasında ise ''Sözleşme, müşteri veya hizmet sağlayıcı tarafından fesihten en geç bir ay önce sunulması gereken yazılı beyan yoluyla feshedilebilir. Müşterinin sözleşmeyi herhangi bir bildirimde bulunmaksızın feshetmesi halinde, fesheden taraf diğer tarafa 6 aylık ne ücrete eşit bir tutar ödemeyi kabul ve garanti eder.'' ibaresi yer almaktadır. Bu çelişki karşısında öncelikle davacının imzasını taşıyan İngilizce metnin tercümesi yapılarak Türkçe ve İngilizce sözleşme metinleri karşılaştırılmalı, sonucuna göre cezai şartın sözleşmeye dayalı koşullarının bulunup bulunmadığı belirlenmeli, şartların varlığı halinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 182/son maddesi uyarınca indirim hususu da düşünülerek bir karar verilmelidir. Sonuç: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.