İSTİNAF BAŞVRUSU HER BİR TARAF İÇİN AYRI AYRI İNCELENMELİDİR


Yazar: Yargıtay 9.Hukuk Dairesi
28.12.2023 16:18:45
İSTİNAF BAŞVRUSU HER BİR TARAF İÇİN AYRI AYRI İNCELENMELİDİR

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2023/15343 E. 2023/13961 K. 09.10.2023 T.

Taraflar arasındaki işkolu tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu 2020/51 karar numaralı işkolu tespit kararında müvekkili Şirkete ait (1130221.038), (1114556.038) ve (1130576.038) sicil numaralı işyerlerindeki faaliyetlerin İşkolları Yönetmeliği'nin 18 sıra numaralı “Konaklama ve Eğlence İşleri” işkolunda yer aldığının tespiti gerekirken 20 sıra no.lu "Genel İşler” işkolunda tespit edildiğini, söz konusu işyerlerinde yapılan faaliyetlerin belediye hizmeti olmadığını, sosyal tesis işletmeciliği ve hizmetleri yapıldığını, davacı Şirketin yürüttüğü hizmet ve faaliyetin 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun (5393 sayılı Kanun) 14 ve 15 inci maddeleri kapsamı içinde yer almadığını, dava dışı Talas Belediyesi tarafından davacı Şirkete devredilen bir görev olmadığını, davacı Şirketin bu hizmetlerini münhasıran sürdürdüğünü, müvekkili Şirketin yaptığı hizmetin restoran ve kafeteryaların işletmeciliği olduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile 2020/51 sayılı işkolu tespit kararının (1130221.038), (1114556.038) ve (1130576.038) sicil numaralarına ilişkin kısmının iptaline, (1130221.038), (1114556.038) ve (1130576.038) sicil numaralı işyerlerinin İşkolları Yönetmeliği'nin 18 sıra numaralı “Konaklama ve Eğlence İşleri” işkolunda yer aldığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; davacı Şirkete ait işyerlerinin hangi işkoluna girdiğinin tespiti için yapılan inceleme neticesinde (1130221.038), (1114556.038) ve (1130576.038) sicil numaralı işyerlerinde mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanmasına yönelik faaliyet yürütüldüğünün anlaşıldığını, dava dışı Belediyenin büyükşehir sınırları içindeki bir belediye olarak 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu'nuna (5216 sayılı Kanun) tabî olduğunu, davacı Şirkete ait işyerlerinin de 5216 sayılı Kanun'un 7 nci maddesinde belediyelere verilen görevler çerçevesinde faaliyet gösterip göstermediğinin değerlendirilmesi gerektiğini, 5216 sayılı Kanun'un 7 nci maddesinde dinlenme ve eğlence yerleri ile parkları yapmanın ilçe belediyelerinin görev ve yetkileri arasında sayıldığını, bu nedenle davacı Şirketin davaya konu işyerlerinde belediyecilik faaliyetleri kapsamında modern kamu hizmeti sunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; tespite konu işkolunda faaliyet gösteren diğer sendikaların da davaya dâhil edilmesi gerektiğini, İşkolları Yönetmeliği gereğince tespite konu işyerlerinde davacı Şirket işçileri tarafından ağırlıklı olarak yapılan işlerin niteliği itibarıyla belediye hizmeti olduğunu ve 20 sıra no.lu “Genel işler” işkoluna girdiğini, dava dilekçesinde, dava konusu işyerlerinde sosyal tesis işletmeciliği ve hizmetlerinin yapıldığının açıkça ifade edildiğini, 5393 sayılı Kanun'un 14 ve 15 inci maddelerinde sosyal hizmetlerin belediyenin görev ve sorumlulukları ile yetki ve imtiyazları arasında sayıldığını, dava dışı Belediyenin kendi görev ve sorumluluğunda olan işleri kendi kurduğu davacı Şirket aracılığıyla yerine getirdiğini, Belediye şirketlerince yürütülen işlerin hangi işkoluna girdiğinin tespitinde, yürütülen işlerin belediyenin görev ve sorumlulukları ile yetki ve imtiyazları arasında bulunup bulunmadığına bakılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Şirketin kuruluş amaçları arasında her türlü gıda maddelerinin, gıda sanayi ürünlerinin alımının satımının yapılması, çay ocağı, kafeterya, pastane, bakkal, büfe, market, hipermarketlerin kurulması açılması, işletilmesi kiraya alınması-verilmesi, lokanta ve yemekhane hizmetlerinin yapılmasının sayıldığını, dosya kapsamında bilirkişi heyeti ile dava konusu işyerinde keşif yapıldığını, yapılan keşif sonucu bilirkişi heyetince hazırlanan raporda işyerinin, vatandaşa yemek hizmeti veren üç salon, bir mutfak ve bir taş fırından oluşan lokanta olduğu, pandemi döneminde 11 kişi ile diğer zamanlarda 18-20 kişi ile hizmet verdiği, kâr amaçlı değil hizmet amaçlı kurulmuş Belediye Şirketine bağlı, fatura ve fiş keserek vergi ödeyen bir işyeri olduğu, lokanta olarak hizmet veren işyerinin İşkolları Yönetmeliği'nin 18 no.lu “Konaklama ve Eğlence İşleri” işkolunda yer aldığı kanaatinin bildirildiğini, denetime elverişli bilirkişi raporu, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava konusu işyerlerinin İşkolları Yönetmeliği'nin 18 no.lu “Konaklama ve Eğlence İşleri” işkolunda yer aldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Bakanlık vekili; İdarece yapılan inceleme raporunda (1130221.038), (1114556.038) ve (1130576.038) sicil numaralı işyerlerinde mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanmasına yönelik faaliyet yürütüldüğünün tespit edildiğini, 5216 sayılı Kanun'un 7 nci maddesinde ilçe belediyelerinin görev ve yetkileri arasında dinlenme ve eğlence yerleri ile parkları yapmanın sayıldığını, davacı Şirketin söz konusu işyerlerinde belediyecilik faaliyetleri kapsamında modern kamu hizmeti sunulduğunu ve davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Sendika vekili; davacı Şirketin belediyeye ait bir Şirket olması nedeniyle genel işler işkolunda yer aldığını, bu yönüyle davalı Bakanlığın işkolu tespit kararının yerinde olduğunu, Belediye ait işletmelerde işkolunun yürütülen işin mahiyetine bakılmaksızın genel işler içinde olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Şirketin dava dışı Belediyenin iştiraki olarak kurulduğu, işyerinde yürütülen işin kafeterya, yiyecek içecek sunum hizmetleri olduğu, alt işveren işyerinde yapılan işlere dair işkolu tespitinin, asıl işveren Belediyenin işyerinden bağımsız olarak tespit edilmesi gerekliliği karşısında davacı Şirketin işyerlerinde yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliği'nin 20 no.lu “Genel İşler” işkolu içinde değerlendirilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesinin kabul ve gerekçesinin dava dosyası kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davalı Sendika vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Bakanlık vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla ve resen gözetilecek diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Sendika vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla ve resen gözetilecek diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Davada hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Hukuki dinlenilme hakkı" kenar başlıklı 27 nci maddesinin birinci fıkrası "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler." düzenlemesini içermektedir.

3. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinde yer bulan hukuki dinlenilme hakkı gereğince davanın tarafları, müdâhiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.

2. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukuki dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasa'nın 36 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukuki dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.

3. Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkının, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının ... biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulune uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.

4. Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı Bakanlık ve davalı Sendika vekillerince ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Ne var ki Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Bakanlık vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan ve kararda sadece Sendika vekilinin istinaf sebeplerine yer verilmek suretiyle istinaf başvurusu hakkında esastan ret kararı verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusu incelenmeksizin sadece diğer davalı Sendika vekilinin istinaf başvurusu incelenerek karar verilmesi hatalı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.