İŞVERENCE TARAFLI TUTULAN TUTANAK TEK BAŞINA HAKLI FESİH SEBEBİ OLAMAZ


Yazar: Yargıtay 9.Hukuk Dairesi
08.12.2023 09:40:40
İŞVERENCE TARAFLI TUTULAN TUTANAK TEK BAŞINA HAKLI FESİH SEBEBİ OLAMAZ

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2023/14798 E. 2023/11982 K. 13.09.2023 T.

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkete ait işyerinde 19.04.2011-25.05.2015 tarihleri arasında mağaza müdürü olarak çalıştığını, çalıştığı sürece fazla çalışma yapmasına rağmen, fazla çalışma ücreti alacaklarının ödenmediğini, haksız olarak ... sözleşmesine son verildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin hırsızlık yapmak, işverenin sırlarını ifşa etmek, kendisine verilen görevi hatırlatıldığı hâlde yerine getirmemekten dolayı haklı nedenle feshedildiğini, fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemesinin 27.05.2016 tarihli ve 2015/427 Esas, 2016/544 Karar sayılı kararı ile; ... sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sonlandığının ispat yükünün davalı işverende olduğu, davalı işveren tarafından davacı ve pek çok işçinin işyerinde usulsüz işlemler yaptıklarından bahisle haklarında tutanak tutulduğu, Serik Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyası içeriği incelendiğinde dava tarihinden sonraki bir tarihte şikayet dilekçesi verildiği, ayrıca davacı ve arkadaşları tarafından davalı işveren tarafından işçilerin Serik'te bulunan bir depoya götürülerek sorgulandıkları ve telefonlarına el konulduğu iddiası ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan davalı işveren hakkında suç duyurusunda bulunulduğunun anlaşıldığı, hırsızlık suçlamasına ilişkin ... taraflı tutulan tutanaklar dışında bir delil bulunmadığı, ayrıca davacının savunmasının alınmadığı, her ne kadar davacının savunma vermekten imtina ettiği belirtilse de tutanakların ... taraflı olarak geriye dönük olarak tutulmasının mümkün olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne, davacının tanık beyanlarına göre haftada 18 saat fazla çalışma yaptığının anlaşıldığı, tanık beyanlarına dayandığından fazla çalışma ücretine indirim uygulandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 19.01.2021 tarihli ve 2017/17329 Esas, 2021/1484 Karar sayılı kararıyla; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek dosya kapsamında yer alan ve davalı tarafından davacıya gönderilen 27.05.2015 tarihli ihtarnamede, Cumhuriyet Savcılığına yapılan suç duyurusuna konu hadiselere yer verilerek ... sözleşmesinin 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesi gereğince bildirimsiz feshedildiğinin belirtildiği, başka bir söyleyişle, davalı tarafın dava tarihinden önce ... sözleşmesinin kendisi yönünden haklı nedenle feshine ilişkin iradesini yazılı olarak açıkladığı ve davacıya gönderdiği ihtarnamede de bu husustaki açıklamalara yer verildiği, buna göre şikayet tarihinin dava tarihinden sonra olduğu nedenine dayalı olarak hüküm tesis edilmesi isabetli olmadığı, 6100 sayılı Kanun'un 165 inci maddesinin birinci fıkrası düzenlemesi gereğince davalı tarafından davacı hakkında yapılan şikayet ve suç duyurusu üzerine kamu davası açılıp açılmadığının araştırılarak, neticesinin beklenilmesi ve oluşacak sonuca göre tüm dosya kapsamındaki delil durumu birlikte yeniden değerlendirilerek kıdem ve ihbar tazminatına yönelik talepler hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Şirket nezdinde 4 yıl 1 ay 6 gün hizmet süresinin bulunduğu, ... sözleşmesinin tazminat gerektirmeyecek şekilde sonlandırıldığının ispat yükünün işverende olduğu, davalı işveren tarafından davacı ve pek çok işçinin işyerinde usulsüz işlemler yaptıklarından bahisle haklarında tutanak tutulduğu, Serik Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosya içeriği incelendiğinde dava tarihinden sonraki bir tarihte şikayet dilekçesi verildiği, ayrıca davacı ve arkadaşları tarafından davalı işveren tarafından işçilerin Serik'te bulunan bir depoya götürülerek sorgulandıkları ve telefonlarına el konulduğu iddiası ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan davalı işveren hakkında suç duyurusunda bulunulduğunun anlaşıldığı, hırsızlık suçlamasına ilişkin ... taraflı tutulan tutanaklar dışında bir delil bulunmadığı, ayrıca davacının savunmasının alınmadığı, her ne kadar davacının savunma vermekten imtina ettiği belirtilse de tutanakların ... taraflı olarak geriye dönük olarak tutulmasının mümkün olduğu, kaldı ki işverence davacı ile birlikte bir kısım işçi için yapılan suç duyurusu üzerine Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının, şüpheli-davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair 01.11.2021 tarihli kararının kesinleştiği, bu hâliyle davacının hırsızlık yaptığı veya işverenin güvenini kötüye kullandığının kabulüne yeterli bir delilin bulunmadığı dikkate alınarak davacının ... sözleşmesinin davalı işverence haksız ve bildirimsiz şekilde sonlandırıldığı kanaatine varılarak kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verildiği belirtilerek ve bozma öncesi gerekçeler tekrar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; beyanlarına itibar edilen tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süre araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, zira dosya kapsamında yeminli olarak dinlenen ve bilirkişi raporunda hesaplamada beyanları dikkate alınan tanıkların davacı ile birlikte aynı mağazada aynı tarihlerde çalışma sürelerinin dönemsel olduğunu, diğer taraftan tanıklardan İ.E. ve A.A.'nın davacı ile menfaat birliği içinde olduklarını, davacının fazla çalışma alacağının ispat edilememesi nedeniyle reddi gerektiğini, Mahkeme tarafından kurulan hükümde itirazlar değerlendirilmeksizin, davacı tarafından gerçekleştirilen feshin hangi gerekçeyle haklı olduğu noktasında herhangi bir gerekçeye dayanılmaksızın, salt bilirkişi raporuna atıf yapılarak karar verildiğini, kaldı ki ... sözleşmesine göre işçinin ücretine fazla sürelerle çalışma, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili çalışma ücretlerinin de dâhil olduğunu, mağaza sorumlusu olarak çalışan davacının görev tanımı gereğince sorumluluğunda bulunan mağazadaki diğer personelin çalışma süresi, izin saat ve günlerini bizatihi kendisinin düzenlediğini, tanıkların çalışma saatlerine ilişkin çelişkili beyanlarda bulunduklarını, istisnai olarak yapılan fazla çalışmaları karşılığında, davacının kendisinin de kabulünde denkleştime sistemi ve serbest zaman uygulandığını, prim karşılığı çalışan davacıya ödenen prim mahsup edilemeden ve %50'lik oran yerine % 150'lik oran uygulanarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, indirim oranının %40 olması gerektiğini, davacının ... sözleşmesinin müvekkili Şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini ve davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, zira davacının mağaza sorumlusu olarak görev yaptığı işyerinde yapılan kontrol ve araştırmalar neticesinde, şirket içi ast – üst ilişkisini zedeleyici uygunsuz davranış ve sözleri sebebi ile şirket içi dedikodulara sebebiyet verdiği, alt konumundaki personelin üst konumdaki personele karşı saygısını yitirmesine sebebiyet vererek Şirket itibarını zedelediği, işleyişi olumsuz yönlendirdiği, son kullanma tarihi geçmiş ürünlere gerekli fire prosedürünü uygulamadığını ve bu ürünleri satışta tutarak ... sağlığını ve yine müvekkil işverenlik itibarını tehlikeye attığını, tazminata esas ücretin hatalı belirlendiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ... sözleşmesinin davalı tarafça haklı nedenle feshedilip feshedilmediği ve bu bağlamda kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı Kanun'un 17 inci maddesi ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfı ile uygulanan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.