KISMEN KABUL KARARINDA ARABULUCULUK GİDERLERİ HAKLILIK DURUMUNA GÖRE PAYLAŞTIRILMALIDIR


Yazar: Yargıtay 9.Hukuk Dairesi
10.01.2024 14:03:01
KISMEN KABUL KARARINDA ARABULUCULUK GİDERLERİ HAKLILIK DURUMUNA GÖRE PAYLAŞTIRILMALIDIR

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2023/8396 E. 2023/13668 K. 04.10.2023 T.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 30.12.1997 tarihinde işe girdiğini ve hâlen çalışmaya devam ettiğini, davacının sendika üyesi olduğunu, davalı ... ile Genel-... Sendikası arasında toplu ... sözleşmesi imzalandığını, alacaklarının toplu ... sözleşmesi hükümleri dikkate alınmaksızın eksik ödendiğini ileri sürerek fark fazla çalışma ve hafta tatili ücreti ile kıdem zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın belirsiz alacak ve kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının vasıfsız işçi kadrosunda çalıştığını, talep edilen alacakların toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının hâlen davalı işveren işyerinde çalışmasının devam ettiği ve sendika üyesi olduğu, davacının toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre kıdem zammı alacak hakkı bulunduğu, ücret bordrolarında davacıya kıdem zammı ödendiğine dair herhangi bir tahakkukun bulunmadığı, ücret bordroları, puantaj kayıtları ve toplu ... sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca hesaplanan fark fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın belirsiz veya kısmi dava olarak açılamayacağını, bilirkişi raporundaki hesaplamaların hatalı olduğunu, dava konusu alacakların ödendiğini, zamanaşımı hesabının hatalı olduğunu, faiz oranı ve tarihine itiraz ettiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 30.12.1997 tarihinde işe girdiği ve hâlen çalışmaya devam ettiği, hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde yapılan hesaplamaların usul ve kanuna uygun olduğu, talep edilen alacakların dosyaya kazandırılan toplu ... sözleşmesi maddeleri uygulanmak suretiyle dosya kapsamı ile uyumlu olarak tespit edildiği, davalı tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerinin kök rapora itiraz dilekçesinde de aynen tekrarlandığı, bunun üzerine Mahkemece ek rapor alındığı, hesaplamaları değiştirecek nitelikte bir itiraz bulunmadığının tespit edildiği, yine ek raporda davalının zamanaşımı def'inin değerlendirildiği, alacakların zamanaşımına uğrayan kısmının dışlandığı, dolayısıyla davalının tüm istinaf itirazlarının yersiz olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar etmiş ve ek olarak arabuluculuk ücretinin tamamen müvekkili Belediyeye yükletilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; dava konusu alacakların ispatı ve hesaplanması, davalı işveren tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, zamanaşımı, alacaklara uygulanması gereken faiz oranı ve başlangıç tarihi ile arabuluculuk ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 41, 44, 46, 47, 63 ve 69 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi.

3. 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; "Kanuna, ... veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Maddenin ikinci fıkrasında ise "... Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır.

4. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası şu şekildedir:
"Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır."

5. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesinin on bir ila on dördüncü fıkraları.

6. 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 1 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 29.11.2019 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 11.12.2019 tarihinde dava açılmıştır. Hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporunda, dava konusu kıdem zammı alacağına ilişkin hesaplama dava tarihine kadar yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan 29.11.2019 son tutanak tarihi ile hesaplama yapılan 11.12.2019 tarihi arasında kalan dönem için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında; bu dönem yönünden kıdem zammı alacağına ilişkin talebin, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.

3. 4857 sayılı Kanun'un 46 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince, çalışılmayan hafta tatili günü için bir ... karşılığı olmaksızın işçinin ücreti tam olarak ödenir. Hafta tatilinde çalışan işçinin ücretinin nasıl hesaplanacağı yasalarda düzenlenmemiş ise de Dairemizce hafta tatilinde yapılan çalışmanın fazla çalışma sayılacağı, buna göre ücretin yüzde elli zamlı ödenmesi gerektiği görüşü benimsenmiştir Buna göre hafta tatilinde çalışılmışsa, çalışma karşılığı olmaksızın ödenmesi gereken bir yevmiye yanında, çalışmanın karşılığı da bir buçuk yevmiye olarak ödenmelidir.

4. Somut uyuşmazlıkta, dosyada mevcut ücret bordrolarına göre davacıya hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir yevmiyenin ödendiği dikkate alındığında çalışılan dönemler için bir buçuk yevmiye üzerinden fark hafta tatili ücretinin hesaplanması gerekirken iki yevmiye üzerinden hesaplama yapan hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesi isabetsizdir.

5. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ücret bordroları ve puantaj kayıtları dikkate alınarak fark fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır. 15.05.2018-14.....2018 tarihleri arasındaki dönemde ücret bordrolarına göre davacıya 477,66 TL'lik ödeme yapıldığı dikkate alındığında hesaplama sırasında 477,66 TL yerine 63,48 TL’nin mahsup edilmesi hatalıdır.

6. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını ... ... belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir.

7. Dava ve ıslah dilekçelerinde dava konusu alacaklara temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edilmiştir. Davacının alacaklarının hesaplandığı dönemi kapsayan toplu ... sözleşmelerinde talep edilen alacaklar yönünden açıkça bir ödeme günü kararlaştırılmamıştır. Davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü de ispat edilemediğinden, İlk Derece Mahkemesince söz konusu hüküm altına alınan alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bilirkişi raporuna atıfla hüküm kurulması hatalıdır.

8. Somut uyuşmazlıkta tarafların dava şartı olan arabuluculuk kapsamında arabuluculuk faaliyetinde bulundukları, davalı tarafın sürece katıldığı ve sürecin sonunda anlaşamadıkları görülmektedir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda arabuluculuk giderinin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de ilâmın İlgili Hukuk kısmının (4) ve (5) numaralı paragraflarında yer verilen Kanun hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama gideridir. 6100 sayılı Kanun’un "Yargılama giderlerinden sorumluluk" kenar başlıklı 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Yapılan açıklamalar doğrultusunda kısmen kabul kararı verilen eldeki davada, arabuluculuk giderinin tarafların haklılık durumuna göre paylaştırılması yerine yazılı şekilde tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.