Miktar İçeren İbraname Makbuz Niteliğindedir,Düzenlendiği Tarih İtibariyle Banka Kanalıyla Ödeme Yapılması Gerekmez


Yazar: YARGITAY
16.09.2022 11:28:24
Miktar İçeren İbraname Makbuz Niteliğindedir,Düzenlendiği Tarih İtibariyle Banka Kanalıyla Ödeme Yapılması Gerekmez

Yargıtay 9. HD., E. 2021/5382 K. 2021/9615 T. 27.5.2021 T.C. Yargıtay Başkanlığı - 9. Hukuk Dairesi Esas No.: 2021/5382 Karar No.: 2021/9615 Karar tarihi: 27.05.2021 Belgeyi Lexpera’da Görüntüle haklı neden • bilirkişi raporu • iş sözleşmesi • kısmi ödeme • karşı dava • ibra sözleşmesi haklı sebep ibra sözleşmeleri MAHKEMESİ : ... 27. Hukuk Dairesi ... Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili; davacının, davalıya ait Moskova'daki şantiyede 16/05/2004- 19/07/2014 tarihleri arasında kalıpçı ustası olarak en son 5,00 USD saat ücreti ile üç öğün yemek ve barınma ihtiyacı karşılanarak 08:00-19:00 saatleri arasında çalıştığını, iki haftada bir gün hafta tatili kullandığını, dini bayramların ilk günü dışında ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından iş bitimi nedeni ile sona erdirildiğini ve davacıya tüm haklarını aldığına dair zorla imza attırıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk Derece Mahkemesince, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının davalıya ait işyerinde üç dönem halinde 29/09/2006-01/08/2007 tarihleri arasında 10 ay 3 gün, 02/08/2008-26/04/2012 tarihleri arasında 3 yıl 8 ay 24 gün ve 21/05/2012-18/07/2014 tarihleri arasında ise 2 yıl 1 ay 27 gün süre ile en son aylık 1.125,00 $ net, 1.571,45 $ brüt ücret ile çalıştığı, ayrıca kendisine aylık 200,00 $ tutarında yemek ve yatacak yardımı verildiği, davalı tarafça dosyaya bir adet ibraname ibraz edildiği, bu ibranamede her ne kadar miktar bilgisi yer alsa da bu miktarların banka yoluyla ödendiğinin ispatlanamadığı, ibranamenin fesihten en az bir ay sonra düzenlenmediği, açıklanan sebeplerle ibranamenin şekil şartlarını taşımadığı ve geçersiz olduğu, davacının son çalışma dönemine ilişkin istifa dilekçesinde fesih gerekçesinin belirtilmediği, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacaklarının düzenli ödenmediği bu durumda Sayfa 1/4 davacının son çalışma dönemine ilişkin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği, davalı tarafın önceki dönemlere ait iş sözleşmelerinin feshine ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, davacının her üç çalışma dönemi için kıdem tazminatına ve önceki iki dönem çalışmalarına ilişkin ihbar tazminatına hak kazandığı, haftalık yasal 45 saatlik çalışma süresini aşan ayın iki haftasında 15 saat, kalan iki haftasında ise 17,5 saat fazla çalışma yaptığı, dini bayramların birinci günü dışındaki tüm dini bayramlarda ve resmi tatillerde çalıştığı, ayda iki hafta tatili çalışması yaptığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti: Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Temyiz Başvurusu: Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Gerek İlk Derece gerekse Bölge Adliye Mahkemelerince; kalıp ustası olan davacının, 29/09/2006-01/08/2007 tarihleri arasında 10 ay 3 gün, 02/08/2008-26/04/2012 tarihleri arasında 3 yıl 8 ay 24 gün ve 21/05/2012-18/07/2014 tarihleri arasında ise 2 yıl 1 ay 27 gün süre ile olmak üzere aralıklı şekilde toplam 6 yıl 8 ay 24 gün çalıştığı, tüm çalışma dönemleri için kıdem tazminatına ve ilk iki dönem çalışmalarına ilişkin ihbar tazminatına hak kazandığı kabul edilmiştir. İlk dönem çalışmanın işverence haklı sebeple sonlandığı ispatlanamadığından bu dönem için ihbar tazminatına hak kazanıldığı kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosya içerisinde; ikinci döneme ilişkin davacının iş sözleşmesinin istifa ile son bulduğunun açıklandığı 26/04/2012 tarihli ibraname, son döneme ilişkin ise 18/07/2014 tarihli ibraname ve aynı tarihli istifa dilekçesi bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmelerinin geçerliliği, anılan Kanun’un 420. maddesinde yer alan kanuni koşulların varlığına bağlıdır. Açıklanan sebeple; Mahkemelerce, 18.07.2014 tarihli ibranamenin belirtilen maddenin aradığı koşulları taşımaması sebebiyle geçersiz olduğunun kabulü yerindedir. Ancak; ikinci döneme ilişkin düzenlenen 26/04/2012 tarihli ibraname 6098 sayılı Kanun'un yürürlükte olmadığı dönemde imzalandığından bu ibranamenin geçerliliği sorunu, Yargıtayın konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde çözülmelidir. Ne var ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözü edilen ibranamenin de 6098 Sayılı Kanun döneminde düzenlendiği kabulü ile sonuca gidildiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından ise sanki tek bir ibraname varmış gibi gerekçe oluşturulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin yerinde bulunmadığı görülmektedir. İbranamedeki 02/08/2008-26/04/2012 tarihleri arasındaki çalışmanın istifa ile son bulduğu açıklaması değerlendirildiğinde; bu açıklama, davalı tarafın 09/10/2017 tarihli “davalıya ait işyerinde 30/09/2006- 01/08/2007, 02/08/2008- 31/03/2009, 01/04/2009- 30/11/2009, 04/12/2009- 31/05/2010, 01/06/2010- 9. HD., E. 2021/5382 K. 2021/9615 T. 27.5.2021 Sayfa 2/4 31/01/2014, 01/02/2014-18/07/2014 tarihleri arasında çalışan davacının sadece birinci, üçüncü ve altıncı dönem çalışmalarının istifa ile son bulduğu” şeklindeki açıklaması ile çeliştiğinden ibranamedeki istifa açıklamasına değer verilmesine imkan yoktur. Şu halde işveren haklı sebeple iş sözleşmesini sonlandırdığını da ispatlayamadığından 02/08/2008-26/04/2012 tarihleri arasındaki dönem için kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıldığının kabulü sonucu itibariyle doğru olmuştur. Son dönem çalışma bakımından ise; her ne kadar iş sözleşmesine işçi tarafından haklı sebeple son verildiği kabul edilmiş ise de; bizzat davalı tanıklarının beyanları ile ifade edildiği üzere iş sözleşmesine iş bitimi nedeniyle son verildiği anlaşıldığından bu dönem için dosyaya sunulan istifa dilekçesine değer verilemez. Dolayısıyla, temyiz edenin sıfatı gözetilerek kıdem tazminatı hesaplanmasında ve son dönem bakımından ihbar tazminatına hak kazanılmadığı kabul edilmesine karşın son ücret üzerinden ihbar tazminatı hesaplanmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan sebeplerle; dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, temyiz sebeplerine ve temyiz edenin sıfatına göre Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür. 2-Taraflar arasında, 26/04/2012 tarihli ibranamenin fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından geçerli olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 6098 sayılı Kanun'un yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamelerin geçerliliği sorunu, Yargıtayın konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde çözüleceğinden miktar içeren ibra sözleşmelerinde, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde, Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir. Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz.Savunma ile çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilmelidir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir. Somut uyuşmazlıkta; davacının davalı işyerindeki çalışmasının fasılalı olduğu ve 02/08/2008-26/04/2012 tarihleri arası çalışma döneminin sona ermesinden sonra söz konusu ibranamenin düzenlendiği, davacı tarafça iradenin fesada uğratıldığı ileri sürülmüş ise de; bu iddianın yöntemince ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Miktar içeren bu ibraname makbuz niteliğinde olup ibranamenin düzenlendiği tarih itibariyle banka kanalıyla ödeme yapılması gerekmemektedir. 26.04.2012 tarihli ibranamede, 33.625,00 USD ücret, 1.050,00 USD yıllık ücretli izin, 4.900,00 USD resmi tatil, 2.350.00 USD fazla çalışma alacağı olduğu, toplam alacağın 49.444,97 USD’sinin ödendiği ve 3.833,78 USD ödenmeyen alacak bulunduğu belirtilmiştir. Ödenen toplam miktarın hangi alacak kaleminde kaç USD olduğu, ibranamede ve sonrasında yargılama aşamasında açıklanmamış, bu konuda herhangi bir belge sunulmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, ödenen 49.444,47 USD’nin ibranamedeki alacak kalemi miktarları gözetilerek oranlanmak suretiyle her bir alacak kaleminde kaç USD’ye tekabül ettiğini tespit etmek, bu şekilde belirlenecek ödenen fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti miktarlarını 26.04.2012 tarihinden önceki döneme ilişkin hesaplamadan mahsup edip bundan sonra 26.4.2012 tarihinden önceki döneme ilişkin varsa ödenmeyen bakiye fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile 21/05/2012-18/07/2014 tarihleri arasındaki son dönem çalışma bakımından hesaplanan fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını hüküm altına almaktır. 9. HD., E. 2021/5382 K. 2021/9615 T. 27.5.2021 Sayfa 3/4 3- Toplam hizmet süresi 6 yıl 8 ay 24 gün kabul edilmesine karşın kıdem tazminatının 6 yıl 9 ay 3 gün üzerinden hesaplanması hatalıdır. 4- Davacının aralıklı çalıştığı ve 26/04/2012 – 21/05/2012 tarihleri arasında çalışma olmadığı kabul edilmesine karşın belirtilen zaman aralığı için de fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanması doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.