MUNZAM ZARARIN SOMUTLAŞTIRILMASI GEREKİR


Yazar: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
13.02.2024 13:04:35
MUNZAM ZARARIN SOMUTLAŞTIRILMASI GEREKİR

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/4907 E. 2023/6982 K. 30.11.2023 T.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 28.11.2023 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı Ing Bank A.Ş. vekili Avukat ... ile fer'i müdahil TMSF vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ...'in Egebank A.Ş.'nin Altunizade Şubesine 08.10.1999 tarihinde 108.431,11 TL, 19.10.1999 tarihinde 37.000,00 TL, 20.10.1999 tarihinde 200.000,00 USD ve 25.11.1999 tarihinde 133.654,97 TL parasını vadeli olarak yatırdığını, yatırılan paranın davalı bankanın kasıtlı yönlendirmesiyle KKTC'de paravan olarak kurulan Egebank Off Shore Ltd. adlı bankaya ait hesaba aktarıldığını, 21.12.1999 tarihinde BBDK tarafından banka yönetimine el konularak Egebank A.Ş.'nin bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığını, Egebank A.Ş.'nin önce Sümerbank A.Ş. ile birleştiğini, Sümerbank A.Ş.'nin çatısı altında birleşen bankalarla birlikte Oyakbank A.Ş.'ye satıldığını, Oyakbank A.Ş.'nin de davalı ...Ş.'ye devredildiğini, bankaya el konulmasından sonra dava dışı temlik eden Ali Kalındudak'ın mevduatının "Egebank Off Shore Ltd." adlı bankaya aktarıldığı ve off shore mevduatlarının sigorta kapsamında olmadığı gerekçesiyle ödenmediğini, kanuni halef olan İng Bank A.Ş.'ye karşı tazminat davaları açıldığını, açılan davaların kabul edildiğini, kararın harçlar yönünden düzelterek onandığını, alacakların 17.11.2014 tarihinde tahsil edildiğini, müvekkilinin davalı bankadan olan alacağını, temerrüt tarihinden yaklaşık 15 yıl sonra tahsil edilebildiğini, Mahkeme tarafından hükme bağlanan alacağın sadece asıl alacak kısmına bankaya yattığı tarihten itibaren avans faizi işletildiğini, müvekkilinin munzam zararının meydana geldiğini, açılan işbu davanın yalnızca müvekkilinin Egebank A.Ş.'ye yatırdığı 108.431,11 TL, 133.654,97 TL ve 37.000,00 TL mevduat alacakları için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 122 nci maddesinde düzenlenen munzam zararın tazmini için açıldığını belirterek müvekkilinin Egebank A.Ş.'nin Altunizade Şubesi'ne 08.10.1999 tarihinde yatırdığı 108.431,11 TL, 19.10.1999 tarihinde yatırdığı 37.000,00 TL ve 25.11.1999 tarihinde yatırdığı 133.654,97 TL'nin o tarihteki satın alma gücü ile daha önce hüküm altına alınan ve tahsil edilebilen tutar bakımından oluşan munzam zararın tespitiyle şimdilik 1.000,00 TL'nin davalı bankadan hükmen tahsiline, hüküm altına alınan alacağa tahsil edildiği tarih olan 17.11.2014'ten itibaren temerrüt faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre itirazlarında bulunduklarını, hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek her türlü borcun TMSF tarafından üstlenilmesi sebebiyle sorumlu olmadığını, davacının müvekkili bankaya yönelttiği taraf sıfatını TMSF'ye yönelterek müvekkili bankanın taraf sıfatından çıkartılarak müvekkili yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, off shore hesaplarına yatan paralara ilişkin olarak açılmış olan munzam zarar davalarının müvekkili açısından reddedilerek Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından onandığını, icra dosyalarında borcun ödendiğini, davacının munzam zarar talebini sadece enflasyona dayandırdığını ve başka bir zarar nedeni göstermediği gibi zararın ispatına yönelik de herhangi bir kanıt sunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Fer'i Müdahil TMSF vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği zararı ve miktarını kanıtlamadığını, zararın dayanağını açıklamadığını, Mahkemece davacıya ödenmesine hükmedilen tutarın ödendiğini, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

3.Fer'i Müdahil OYAK vekili cevap dilekçesinde; davacının muhtemel kâr ya da farz edilen gelir gibi somut olay gerçekliğine dayanmayan bir takım tespitlerin kapsamında talep ettiği munzam zararının gerçekliğe dayanmadığını, davanın asıl muhatap olan TMSF'ye tevcih edilmesi gerektiğini savunarak reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, devralan bankaya yatırdığı paranın geç ödenmesinden doğan somut ve şahsi bir zararın varlığına dayanmadığı, salt paranın yatırıldığı tarihte elde edilmesi muhtemel olduğu ileri sürülen mal varlığının yaşanan yüksek enflasyon sebebiyle artık edinilememesine, yani genel olguya dayalı olarak davasını açtığı, o hâlde davacının geç ödenen para sebebiyle somut bir zararının doğduğunu kanıtlayamadığı, davacının davasında haklı dayanak bulunmadığı, iddia edilen munzam zarar koşullarının oluştuğunun ispat bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine, 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, karar kesinleştiğinde davacıdan tahsili ile Devlet Hazinesi'ne gelir kaydına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay kararlarında, enflasyonist ortamda bireyin parasını atıl vaziyette tutmayacağının karine olarak kabul edilmesi gerektiğinin, somut ispat rejiminin aranmaması gerektiğinin, enflasyonun gündemde olmadığı ve döviz kurlarının istikrar kazandığı dönemde ise somut ispat rejiminin aranması gerektiğinin belirtildiğini, 1999 yılında yatırılan para ile 2014 yılında tahsil edilen paranın satın alma gücünün aynı olmadığını, munzam zararın oluştuğunu, adil yargılanma ve mülkiyet hakkının ihlâl edildiğini, Anayasa Mahkemesi kararının değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının zararın ne şekilde oluştuğunu somut olarak ispat etmesi gerektiği, mevduatı zamanında almış olsaydı, farklı yatırım araçlarında değerlendirileceği, daha fazla bir miktara ulaşacağı gibi bir takım farazi varsayımlar üzerinden davanın kabul edilmesi gerektiği yönündeki talebin, hukuk normuna ve normun uygulanışına uygun olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz sebeplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 6098 sayılı Kanun'un 122 nci maddesi hükmüne dayalı olarak açılan alacağın geç tahsil edilmesi nedeniyle geçmiş günler faizi ile karşılanmadığı iddia edilen munzam zararın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6098 sayılı Kanun'un 122 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Davacı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.