Ödeme Emri Tebliğ Edilmeden İtiraz Süreleri İşlemez


Yazar: Stj. Av. E. Barkın SOLHAN & Av. Selçuk ENER
12.07.2024 14:17:39
Ödeme Emri Tebliğ Edilmeden İtiraz Süreleri İşlemez

İcra Hukuku’nda ödeme ve itiraz süreli, ödeme emrinin borçluya tebliği ile başlar. Borçlunun haricen icra takibini öğrenmesi üzerine yapılan itiraz ise hukuki sonuç doğurmayacaktır.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2023/1410 E. 2023/4449 K. 22.06.2023 tarihli kararı şu şekildedir:

‘’…İİK’nın 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini, İİK'nın 62. maddesi hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur.

Somut uyuşmazlıkta; davacı alacaklının 25/11/2019 tarihinde haciz ve tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle borçlulardan ...'ye çıkarılan ödeme emri tebligatının 03/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borca itirazın 12/12/2019 tarihinde yapıldığı, icra müdürlüğünce itirazın 7 günlük itiraz süresinde olmadığından bu borçlu yönünden takibin devamına, borçlulardan ...'e tebliğe çıkarılan örnek 13 nolu ödeme emrinin 04/12/2019 tarihinde iade olduğu ve borçlu ...'e tebliğe çıkarılan ödeme emrinin ise 26/12/2019 tarihinde iade olduğu, icra doyasında borçlulara çıkarılan başkaca tebligat olmadığı, icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 13 numaralı ödeme emri adı geçen borçlulara tebliğ edilemeden, borçluların takibi kendiliğinden öğrenmeleri üzerine 12/12/2019 tarihinde takibe vekil aracılığıyla itiraz ettikleri, borçlular ... ve ... yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.

İcra takip dosyasında borçlulardan Emre ve Mehmet Akif’e ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yukarıda anılan maddedeki borçlulara verilen süreler işlemez. Borçlulara usulüne uygun olarak tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilmeden ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacak olup, borçluların itiraz hakkı doğmayacağından, haricen öğrenmeye dayalı itiraz da yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz. Alacaklı bu aşamada icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceği gibi, bir bütün olan kira sözleşmesi, kiralanan yerin niteliği ve tahliye isteminin bölünemez borç olması nedeniyle tahliye talebi de bölünemeyeceğinden, alacaklının kiracı olan tüm borçlular yönünden tahliyeyi de isteyemeyeceğinin kabulü gerekir.

O halde İlk Derece Mahkemesince, yukarıda yazılı nedenlerle alacaklının itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması ve tahliyeye kararı verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir…’’

İcra Hukuku son derece teknik bir hukuk dalı olup süreler çok büyük önem arz etmektedir. Dolayısıyla icra takip süreçlerini bir avukatla yürütmekte fayda vardır.