SANIĞIN KISMİ İKRAR NİTELİĞİNDEKİ BEYANI SUÇU İŞLEDİĞİNE TEK BAŞINA DELİL OLAMAZ


Yazar: yargıtay
03.08.2023 10:23:14
SANIĞIN KISMİ İKRAR NİTELİĞİNDEKİ BEYANI SUÇU İŞLEDİĞİNE TEK BAŞINA DELİL OLAMAZ

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2021/34 E. 2022/9311 K. 30.11.2022 T.

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosyaincelenerek gereği düşünüldü:

Dairemizin 14.11.2018 tarihli, 2018/4875-2018/10796 sayılı ve Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 16.01.2020 tarihli, 2019/184-2020/1252 sayılı kararları ile oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için dosyanın gönderildiği Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından 27.10.2020 tarihli, 2020/Bşk15-2020/35 sayılı kararla Dairemizin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilerek, dosyanın Dairemize gönderildiği belirlenerek yapılan incelemede:

Sanık ...’ın, eski kız arkadaşı olan 16 yaşındaki mağdur çocuk ...’nın üzerindeiç çamaşırı olan fotoğraflarını, 18 yaşından küçük olan tanıklardan .'in . hesabına gönderdiği ve.'a da cep telefonundan gösterdiği iddiasına dayalı olarak, sanık ... hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kamu davası açıldığı olayda; Gerek sanık ...’ın gerek hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen temyiz dışı suça sürüklenen çocuk ...’ın savunmalarına göre, mağdur çocuğun iddianameye konu edilen özel fotoğraflarının, mağdur çocuk tarafından, temyiz dışı suça sürüklenen çocuk ...’a gönderilmiş olması, soruşturma evresinde kolluk görevlilerince düzenlenen 17.03.2015 tarihli cep telefonu inceleme tutanağında, sanık ...’a ait cep telefonunda ve. adlı uygulamada mağdur çocuğun iç çamaşırlı ya da çıplak herhangi bir fotoğrafının bulunmadığının ifade edilmesi, aynı doğrultudaki ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün uzmanlık raporu, tanıklar İrem ile .’ın, sanık ... tarafından, kendilerine, iddianameye konu edilen özel fotoğrafların ifşa edilmediğine dair kovuşturma evresindeki yeminli anlatımları karşısında, mağdur çocuğun dava konusu özel fotoğraflarını eski erkek arkadaşı olan sanık ...’a .adlı uygulama üzerinden gönderdiğine ve söz konusu fotoğrafların sanık ... tarafından tanıklar . ile .’a ifşa edildiğine dair iddianın soyut aşamada kaldığı, öte yandan, sanık ..., eski kız arkadaşı olan tanık .nun şikayete konu fotoğrafı kendisine göndermesi üzerine, mağdur çocukla aralarındaki ilişkiyi bilen tanık .’a, bu fotoğrafı göstererek, “Fotoğraftan bilgin var mı?” diye sorduğunu ve onun da okulda başka arkadaşlardan gördüğünü söylediğini beyan etmiş ise de, sanık ...’ın söz konusu beyanının, tanık.’ın duruşmada alınan; “…. bana ...'nın deniz cafe isimli yerde otururken normal bir fotoğrafını gösterdi, ancak müstehcen bir fotoğraf değildi…” şeklindeki yeminli anlatımıyla doğrulanmadığı; ayrıca, sanık ...’ın beyanı kısmi ikrar olarak nitelendirilse bile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.09.2022 tarihli, 2018/367-2022/552 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, başkaca yan delillerle desteklenmeyen ikrara dayanılarak isnat edilen eylemlerin sanık ... tarafından gerçekleştirildiği sonucuna varılamayacağı anlaşıldığından, sanık ...’ın, TCK'nın 134/2. madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılmasını gerektirir bir eylemde bulunduğuna dair, mahkumiyetine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle üzerine atılı özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine ilişkin yerel mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sübuta ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,30 .11.2022 tarihinde oybirliğiylekarar verildi.