Tebligatın Usulüne Uygun Olarak Yapılmaması Taraf Teşkilinin Usuulünce Sağlanmaması Anlamına Gelir


Yazar: YARGITAY
26.09.2022 08:40:57
Tebligatın  Usulüne Uygun Olarak Yapılmaması Taraf Teşkilinin Usuulünce Sağlanmaması Anlamına Gelir

Yargıtay 9. HD., E. 2021/10553 K. 2021/14959 T. 26.10.2021 T.C. Yargıtay Başkanlığı - 9. Hukuk Dairesi Esas No.: 2021/10553 Karar No.: 2021/14959 Karar tarihi: 26.10.2021 Belgeyi Lexpera’da Görüntüle BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 9.HUKUK DAİRESİ ... DAVA TÜRÜ : ALACAK ... Davacı Mustafa ... ile davalı ... Marketler Ticaret Anonim Şirketi arasındaki davada ... Batı 3. İş Mahkemesince verilen 21/02/2020 tarih, 2019/544 esas ve 2020/66 sayılı hukuka aykırı olduğu iddiası ile kanun yararına bozulması, Adalet Bakanlığı'nın 05.10.2021 tarih ve 39152028-153.01-1365-2020-E. 1941/27798 sayılı yazısı ile talep edilmiş olmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363. maddesindeki ; "(1) (Değişik: 20/7/2017-7035/33 md.) İlk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur. (2) Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, karar kanun yararına bozulur. Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz. (3) Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmî Gazetede yayımlanır." hükmü gereği dosyadaki tüm belgeler okunup dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı, davalıya ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı ve geçerli bir neden olmadan feshedildiğini beyan ederek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı davaya cevap vermemiştir. Sayfa 1/3 İlk Derece Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davanın kabulüne, davalı işveren tarafından gerçekleştirilen feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının yasal süresi içerisinde işe başlamak için başvurmasına rağmen işverenin süresinde işe başlatmaması halinde ödemesi gereken tazminat miktarı ile davalı işverene süresi içerisinde başvurması halinde hak kazanacağı ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık brüt ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsili gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti: Bölge adliye mahkemesince davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi gereğince süre yönünden reddine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı, kanun yararına bozulması için Adalet Bakanlığı temyiz etmiştir. Gerekçe: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hukuki dinlenilme hakkı" başlıklı 27 nci maddesinde, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları ifade edilmektedir. Bu hak, ilk olarak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir. Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur. Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu Kanunun uygulanması için çıkarılan Tüzük hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemelidir. 19.01.2011 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa ile Tebligat Kanununda esaslı değişiklikler yapılmıştır. Tebligat Kanununun 7/a maddesine göre tüm özel hukuk tüzel kişilerine elektronik yolla tebligat yapılması zorunlu olup anılan hükme rağmen elektronik yolla tebligat yapılamaması hâlinde Kanunda belirtilen diğer usulleriyle tebligat yapılacağı düzenlenmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (TK) “Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat” başlıklı 12 nci maddesine göre “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.” 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13 üncü maddesine göre de “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde 9. HD., E. 2021/10553 K. 2021/14959 T. 26.10.2021 Sayfa 2/3 tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.” Açıklanan bu yasal düzenlemelere göre, tüzel kişiye tebligatın tebligata elverişli bir elektronik adresi varsa bu yolla, aksi takdirde yetkili Ticaret Sicil Memurluğunda kayıtlı adrese, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12 nci ve 13 üncü maddelerinde belirlenen esaslara uygun olarak, yapılması gereklidir. Dosya kapsamından, dava dilekçesi, tensip zaptı ve gerekçeli karar ile duruşma gününü bildirir davetiyelerin davacının fesihten önce çalıştığı mağaza adresine tebliğ edildiği ve yargılamanın bu şekilde sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf, işe iade davasından haberdar edilmediklerini, davacının yargılamanın bitiminden sonra şirketin Ticaret Sicil Memurluğu kayıtlarındaki adresine işe iade başvurusunda bulunması üzerine davadan haberdar olduklarını, savunma hakkının usulsüz tebligat sebebiyle kısıtlandığını ileri sürmüştür. Davalı taraf tüzel kişi olup, öncelikle tebligata elverişli bir elektronik adresi varsa bu adrese, aksi takdirde Ticaret Sicil Memurluğu kayıtlarında mevcut merkez adresine tebligat yapılması gerekirken, mahkemece mağaza adresine tebligat yapılması hatalıdır. Tebligatın usulüne uygun olmaması, taraf teşkilinin usulünce sağlanmaması anlamına gelir. Bu halde, yargılamadan haberdar edilmeyen davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği açıktır. Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeplerle kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemi açıklanan gerekçe ile yerinde görülmekle ... Batı 3.İş Mahkemesi’nin 21/02/2020 tarih, 2019/544 esas ve 2020/66 sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın mahkemesine iadesine, bozma kararının bir örneğinin 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363. maddesinin 3. fıkrası gereğince Resmi Gazete’de yayınlanması için Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesine, 26/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.