YARGILAMASI DEVAM EDEN VEYA ÖNCEDEN YARGILAMASI YAPILIP HAKKINDA HÜKÜM VERİLMİŞ BİR DAVA SÖZ KONUSU İSE AYNI KONUDA AYNI FİİL İÇİN İKİNCİ BİR CEZA DAVASI AÇILMAZ


Yazar: YARGITAY
09.06.2023 17:26:52
YARGILAMASI DEVAM EDEN VEYA ÖNCEDEN YARGILAMASI YAPILIP HAKKINDA HÜKÜM VERİLMİŞ BİR DAVA SÖZ KONUSU İSE AYNI KONUDA  AYNI FİİL İÇİN İKİNCİ BİR CEZA DAVASI AÇILMAZ

Yargıtay CGK.,

E. 2020/171

K. 2022/496

T. 29.6.2022

T.C. Yargıtay Başkanlığı  Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanıklar hakkında ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 30.12.2019 tarih ve 20-172 sayı ile; evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca kamu davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Hükmün sanık ... ve müdafisi ile sanıklar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "onama" istemli 17.03.2020 tarihli ve 31015 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI

Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü: Ceza Genel Kurulunca, sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılma istemiyle açılan davada, İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinde evrak üzerinde yapılan yargılama sonunda, kamu davasının reddine dair verilen kararların hukuki yönüne ilişkin temyiz incelemesi yapılacaktır.

I) TEMYİZ EDENLERİN SIFATI, BAŞVURULARIN SÜRESİ VE TEMYİZ NEDENLERİNE GÖRE YAPILAN İNCELEMEDE:

A) Uygulanacak Temyiz Hükümleri: 07.10.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmekle birlikte 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihi olan 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın, bu tarihten sonra verilen kararlar hakkında ise 5271 sayılı CMK'nın temyize ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 7 nolu protokolün "Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı" başlıklı 2. maddesinin "Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, Sayfa 1/35 kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir. 2. Bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş haliyle önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilgilinin birinci derece mahkemesi olarak en yüksek mahkemede yargılandığı veya beraatini müteakip bunun temyiz edilmesi üzerine verilen mahkumiyet hallerinde istisnaya tabi tutulabilir." hükmü doğrultusunda, bazı kamu görevlilerin özel yetki kuralları uyarınca Yargıtayda veya Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanmaları hâlinde istisna getirebilme olanağına rağmen iç hukukumuzda, ilk derece olarak Yargıtayda yargılanacak kişiler bakımından verilen hükümlerin temyiz edilebileceği öngörülerek, iki dereceli sistem benimsenmiştir.

B) Temyiz Süresi ve Neden Bildirme Yükümlülüğü: Hüküm fıkrasında, verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağı bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresinin, mercisi ve şekillerinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilerek hazır bulunan sanığa ve müdafisine bildirilmesi gerekmektedir. Temyiz istemi, tutuklu bulunan sanıklar hakkında CMK'nın 263. madde hükmü saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasından itibaren eğer temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılmasının gerekliliği, temyiz sebebinin ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabileceği gözetilerek, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorunda olduğu, başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilmesi gerekliliğine uyularak usulüne uygun başvuru yapıldığı anlaşılmakla işin esasına geçilmiştir.

C) Temyiz Nedenleri ve İncelemenin Kapsamı: İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucu, istinaf başvurusunda Cumhuriyet savcısı dışındaki diğer kişiler bakımından sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken, temyiz kanun yolunda, mülga 1412 sayılı CMUK'dan farklı şekilde resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde temyiz edenin, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini, temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu ve temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren ek bir dilekçe vermesini öngörmüştür. Gerekçeli temyiz dilekçesi, (ek dilekçe, temyiz layihası) temyiz nedenlerinin gösterildiği dilekçedir. Temyiz dilekçesinde ya da daha sonradan verilen ek temyiz dilekçesinde temyiz denetiminin kapsamının belirlenmesi bakımından hangi hukuka aykırılıklara dayanıldığının anlaşılır bir şekilde gösterilmesi gerekir. Bir muhakemede, çözümü amaçlanan iki temel sorun vardır. Bunlar, maddi sorun ve hukuki sorundur. Maddi sorun, "olgusal dünya"ya; hukuki sorun, "normatif dünya"ya aittir. Mahkemede önce maddi sorun, sonra hukuki sorun çözülür. Maddi sorunun çözümü geçmişte yaşanmış bir olayın temsili, nasıl gerçekleştiğinin tespitidir. Bu çözüm de sadece hukukun izin verdiği yöntemlerle gerçekleşecektir. Maddi olayın gerçeğe uygun temsil edilebilmesi öncelikle, eksiksiz soruşturma yapılması ve toplanan tüm delil araçlarının doğru değerlendirilmesine bağlıdır. Hâkim; delil araçlarını, akıl yürütmek ve bu arada tecrübe kurallarına başvurmak suretiyle, vicdanına göre değerlendirecektir. Yine akıl yürüterek boşlukları dolduracaktır. Dolayısıyla vicdani kanaate sezgilerle değil akıl yoluyla ulaşılacaktır. Temyiz denetiminde, maddi olayın tespitinde ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin, sözlülük, CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 2/35 doğrudan doğruyalık ve yüzyüzelik ilkeleri uyarınca elde edilen delilleri vicdani kanaatleri ile serbestçe takdir ederken, delillerle varılan sonucun hukuk kurallarına, akla, mantığa, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel görüşlere uygun olup olmadığının tespiti bakımından somut dosya üzerinden görüşülüp incelenebileceği gibi maddi sorunla ilgili vaka değerlendirmelerindeki hukuka aykırılıkları da gerekçe üzerinden denetlenebilecektir. Temyiz dilekçesinde bir temyiz nedeni var olmasına rağmen muhakeme hukukuna aykırılık iddiasının temyiz sebebi olarak gösterilmemesi ya da gösterilmekle birlikte hükme etki edecek nitelikte olmadığının anlaşılması durumunda usul hükümlerine uygunluk bakımından sadece 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesi kapsamındaki hukuka kesin aykırılık hâlleriyle sınırlı bir temyiz incelemesi yapılacak, inceleme sırasında tespit edilen ancak hükmü etkilemeyen muhakeme hukukuna aykırılıklar Yargıtay tarafından bozma nedeni yapılmayarak kararda bu aykırılıklara işaret edilmekle yetinilecektir. Temyiz nedeninin, maddi hukuka aykırılık iddiasına dayanması hâlinde ise maddi hukuka aykırılık nedeniyle hükmün temyiz edilmesi yeterli olup cezai yaptırımların kişiler üzerindeki telafisi mümkün olmayan ağır sonuçları da gözetilerek somut olayda adaleti gerçekleştirme ve doğru bir hüküm oluşturma ile yükümlü olan Yargıtayca dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılıklar tespit edilip temyiz edenin sıfatı da dikkate alınmak suretiyle bozma nedeni yapılması gerekecektir. CMK'nın 289. maddesinde yazılı olan "Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır" kuralı, hiçbir temyiz nedeni içermeyen bir temyiz başvurusunda, mutlak temyiz nedenlerinin kendiliğinden gözetileceği şeklinde anlaşılamaz. Bu noktada dilekçe yalnızca bir veya birden fazla nispî temyiz nedeni içeriyorsa, bu nedenler kabul edilmese dahi 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesinde yer alan mutlak hukuka aykırılık hâllerinden birine dayanarak hükmün bozulması mümkündür.

D) Temyiz istemlerinin süresinde ve geçerli olup olmadığının değerlendirilmesi:

a) Özel Dairece ilk derece mahkemesi sıfatıyla gerçekleştirilen ve evrak üzerinden yapılan yargılama neticesinde verilen kararın; Sanık ...'e 23.01.2020, sanık ...'a 27.01.2020 ve sanık ...'a 27.01.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, Bu karara yönelik olarak sanık ...'in 05.02.2020, sanık ...'ın 07.02.2020, sanık ...'un 05.02.2020 ve sanık ... müdafisinin 10.02.2020 tarihli ve süresi içerisinde sundukları dilekçelerle temyiz kanun yoluna başvurdukları,

b) Temyiz dilekçeleri içeriklerinden; nedenlerini belirtmek suretiyle kararın bozulmasını talep ettikleri, Görülmekle temyiz taleplerinin süresinde ve geçerli olduğu anlaşılmıştır.

II) SON SORUŞTURMANIN AÇILMASI KARARI:

''Malatya eski Hâkimi olup Gaziosmanpaşa Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (42425) ..., Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) eski Başkanı olup Konya Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (40215) ..., Malatya eski (CMK 250. Madde ile görevli) Cumhuriyet Savcısı olup Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 3/35 meslekten çıkarılan (38177) ..., Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üyesi olup Denizli Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (41026) ..., Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) eski Üye Hâkimi olup İstanbul Anadolu Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (40028) ..., Malatya Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (41088) ..., Malatya eski (CMK 250. madde ile görevli) Cumhuriyet Savcısı olup Küçükçekmece Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (39953) ..., Malatya Eski Cumhuriyet savcısı olup Bursa Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (41035) ... ve Malatya eski (TMK 10. maddesi ile yetkili) Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (42687) ...'ın; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından hazırlanan sahte belgeler, raporlar ve yasa dışı vaatlerle ürettikleri yalancı gizli tanıklarla 18/04/2007 tarihinde Malatya ilinde gerçekleşen cinayeti ve cinayet sanıklarını Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumları ve görevlileri ile ilişkilendirmek için kumpas kurmak, sahte delilleri ihbar mektuplarına dönüştürmek ve bu ihbar mektuplarını ayarlanan yalancı tanıklara okutmak, şikayetçilerinin çoğunluğunun mensubu olduğu jandarma teşkilatına husumetli olan kişileri tanık olarak dinlemek, kumpasın içerisinde olan ve soruşturmanın gizliliğini açık bir şekilde ihlal eden yazarlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapmamak, aynı amaç doğrultusunda hareket eden polislerle işbirliği içerisinde olmak ve FETÖ/PDY ile mücadele eden şikayetçileri bir şekilde dosyaya dahil etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı darbe girişiminin ilk adımını atmaya yönelik kamuoyunda paralel devlet olarak bilinen Devletin mevcut hiyerarşik yapısı haricinde oluşturdukları ayrı bir yapıyla ve ya dışı bir örgütlenme içerisinde; Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadroları ele geçirip etkisiz hale getirerek, Türk Devleti'nin varlığını tehlikeye düşürmek maksadıyla, Devleti yıkmak veya ele geçirmek amacı için toplum üzerinde baskı, korkutma ve yıldırma yöntemlerini kullanarak faaliyetlerde bulunan ve buna yönelik olarak suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye oldukları, Ayrıca yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı bulunan şüpheliler hakkında kamuoyunda Zirve Yayınevi cinayeti olarak bilinen olayın Malatya'da yürütülen soruşturma ayağında yapmış oldukları işlemlerle ilgili HSK tarafından verilen Kovuşturma izni kararına dayanak teşkil eden diğer eylemleri sebebiyle Elazığ Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu'nun 19/07/2019 tarihli ve 2019/9874 soruşturma 2019/3467 Esas sayılı iddianamesi ile açılan dava Mahkememize tevzi edilmekle incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:

İDDİA : Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 19/07/2019 tarihli ve 2019/9874 soruşturma 2019/3467 Esas sayılı iddianamesiyle;

1-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 53/1,

2-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 257/2, 43/1, 109/1, 109/3-d (3 kez), 53/1, 3-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (5 kez), 257/1,43/1, 257/2, CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 4/35 43/1,285, 53/1, 4-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 53/1, 5-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 53/1, 6-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 257/2, 53/1, 7-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 257/2, 53/1, 8-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d, 257/1, 257/2, 43/1,53/1, 9-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 53/1 maddeleri gereğince, Ayrıca ...'un kimlik bilgilerinin yukarıdaki iddianamede zuhulen başkaca ... adına açıldığının anlaşılması karşısında Elazığ CBS Hazırlık Bürosu'nun 12/09/2019 tarihli ve 2019/3846 sayılı iddianamesi ile mahkememizin 2019/300 Esas sayılı dosyası ile birleştirme talepli ikinci iddianamenin düzenlenerek Mahkememize gönderildiği ve Mahkememizin 17/09/2018 tarihli 2019/328 Esas 2019/221 Karar sayılı Kararıyla Mahkememizin 2019/300 Esas sayılı dosyasında birleştirilmiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesinin 26/02/2019 tarihli ve 2018/76 Esas, 2019/177 sayılı karar ile şüpheliler hakkında yukarıda zikredilen eylemlerden dolayı "Kovuşturma İzni" verilerek 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89 ve 90 maddeleri uyarınca atılı suçlara ilişkin olarak şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmak üzere SON SORUŞTURMANIN AÇILMASINA karar verilmesi kamu adına talep olunmuştur. SAVUNMA; ... Sanık ...'un Silivri 6 Nolu L Tipi Ceza İnfaz Kurumu aracılığıyla gönderiği 27/09/2019 tarihli dilekçesinde özetle; Ceza infaz kurumunda bulunması nedeniyle imkanlarının kısıtlı olduğunu, tüm bilgi belgelerin tarafına tevdiini, müdafi talep ettiğini, süre talep ettiğini, bu aşamada savunma yapamayacağını bildirir dilekçe gönderdiği görülmüştür. Sanık ...'in Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla gönderiği 09/08/2019 tarihli dilekçesinde özetle; Tüm bilgi belgelerin tarafına tevdiini, süre talep ettiğini, bu aşamada savunma yapamayacağını bildirir dilekçe gönderdiği görülmüştür. Sanık ...'ın Mahkememize Silivri 6 Nolu L Tipi Cezaevi aracılığıyla gönderiği 09/08/2019 tarihli dilekçesinde özetle; Dosyanın tamamının gönderilmesini, müdafi talep ettiğini, iddia olunan dosyaların tamamının getirtilmesini, cezaevinde bulunması nedeniyle imkanların kısıtlı olduğunu, imkanlar sağlanırsa savunmasını yapacağını beyan ettiği görülmüştür.

DELİLLER: Disiplin dosyaları, soruşturma-kovuşturma dosyaları. CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 5/35

İDDİA OLUNAN EYLEMLER ; ... 7- Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) eski Üye Hâkimi olup İstanbul Anadolu Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (40028) ...'in; A)Ergenekon soruşturması kapsamında İstanbul'da yürütülen soruşturma dosyasının, 02.07.2011 tarihli ve 2011/1313 sayılı yer yönünden yetkisizlik kararıyla suç yeri olan Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini takiben, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 sayılı soruşturma dosyası ile birleştirilmesi sonrasında yürütülen soruşturmada; şikâyetçilerin İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2011 tarihli ve 2011/29 sorgu sayılı kararı ile tutuklanmalarına rağmen aylık tutukluluk durumunun değerlendirilmesine yönelik verdikleri kararlarda, tutuklulukta geçen süreyi dikkate almayarak, suçun vasıf ve mahiyeti gibi CMK’nın 100. maddesinde olmayan, mevcut delil durumu gibi keyfi gerekçelerle ve bu maddelerde yazan sebeplerin hiçbirini göstermeyerek, tutuklu bulunmadıkları "Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaya teşebbüs ve tasarlayarak adam öldürme" suçlarını da yazarak ve bu suça ait cezanın alt ve üst sınırlarını dikkate alarak, 11.08.2011 tarihli kararda kaçma şüphesinin dayanak olarak gösterilmesine rağmen buna dair somut olgulara yer verilmeden yazılan keyfi ve yasal olmayan blok halindeki gerekçelerle haksız olarak tutukluluğunun devamı kararları vermek suretiyle şikâyetçilerin uzun süre tutuklu kalmalarına sebebiyet vererek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği, B)Şikâyetçi ... ...'ın kaçma şüphesine ilişkin somut olgulara yer vermeden keyfi olarak, kaçma şüphesi gerekçesiyle tutukluluğunun devamına karar vererek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği, C)Kamuoyunda “Zirve Yayınevi Cinayeti” olarak bilinen, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/125 esas sayısında görülen davanın yargılama sürecinde usul ve yasaya aykırı işlemler yaptığı, Bu cümleden olarak; Şikâyetçi (... GÖKTÜRK) hakkında düzenlenen iddianameyi haksız yere kabul ederek görevini kötüye kullandığı, 8-Malatya eski (CMK 250. madde ile görevli) Cumhuriyet Savcısı olup Küçükçekmece Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (39953) ...'ın; A)Şikâyetçilerin haksız olarak tutuklanmaya sevk edilip tutuklanmasını müteakip haklarında haksız olarak verilen tutukluluğun devamına ilişkin mütalaalarda suç tarihi, sorgu numarası gibi konularda yanlışlıklar yaparak soruşturma dosyasının yeterince incelenmediği kanaatinin oluşmasına neden oldukları ve aynı zamanda soruşturmanın devam ettiği süre içerisinde verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda yasal olmayan keyfi ve blok halinde yazılan gerekçeler kullanılarak şikâyetçilerin uzun süre tutuklu kalmasına sebebiyet verdiği, Bu cümleden olarak; Şikâyetçiler hakkında İstanbul'da yürütülen soruşturma dosyasının, Cumhuriyet Savcısı ... tarafından, 02.07.2011 tarihli ve 2011/1313 sayılı yer yönünden yetkisizlik kararıyla suç yeri olan Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini takiben, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 sayılı soruşturma dosyası ile birleştirilmesi sonrasında yürüttüğü soruşturmada, anılan yetkisizlik kararında, şikâyetçilere atılı CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 6/35 suçun "Silahlı terör örgütü üyesi olma", suç tarihinin “04/2007” yazmasına, keza şikâyetçinin İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2011 tarihli ve 2011/29 sorgu sayılı kararı ile "Silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan tutuklanmasına rağmen, şikâyetçinin aylık tutukluluk durumunun değerlendirilmesi için yazılan mütalaalarda, şikâyetçilerle ilgisi olmayan suç tarihi ve mahkeme kararını yazarak, dosyayı incelemeden, keyfi olarak ve suç uydurarak tamamen yanlış şekilde, sahte belge durumunda, suç tarihini 16.05.2011 ve öncesi, tutuklanma tarihini Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2011 tarihli ve 2011/8 sayılı kararı olarak yazdığı ve şikâyetçilerin haksız yere tutukluluğun devamına karar verilmesini talep ederek görevini kötüye kullandığı ve kişiyi hürriyetinden kılma suçunu işlediği, B)1- Şikâyetçiler hakkında haksız olarak yürüttüğü soruşturma sonucunda açılan ve Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan Zirve Yayınevi katliamı davasını etkilemek amacıyla, şikâyetçiler hakkında yine haksız olarak 2011/32 sırasına kayden soruşturma açtığı, bu dosya kapsamında da haklarında başkaca soruşturmalar yürütülen şüpheli/sanık kişileri yönlendirmek suretiyle şikâyetçiler aleyhine tanık ifadeleri aldığı, yapılan yargılamaları bu suretle etkilediği, Bu kapsamda; Şikâyetçileri, 18.07.2007 tarihinde meydana gelen Zirve Yayınevi cinayeti, Ergenekon davası ve Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/289 esas sayılı dosyası ile ilişkilendirmek amacıyla; 2011/32 esas sırasına kayden soruşturma açtığı, Malatya İl Jandarma Komutanlığınca, haklarında soruşturma yapılan ve halen yargılanan kişilerden açık ve gizli tanıklar ürettiği ve yasa dışı vaatlerle temin ettiği tanıklardan aldığı ifadeleri ve soruşturma evraklarını, 04.03.2013 tarihli yazı ekinde ek delil klasörleri adı altında şikâyetçilerin sanığı olduğu Zirve Yayınevi cinayeti dosyasına gönderdiği ve yargılamayı şikâyetçilerin aleyhine etkilemeye çalıştığı, uyuşturucu madde mal ve ticareti suçlarından hakkında işlem yapılması nedeniyle Malatya İl Jandarma personeli ile husumetli olan ...'ı yalancı tanıklık yapması konusunda ikna ettiği, bu kapsamda; şikâyetçilerin, ....’ın 28.08.2005 yılında öldürülmesi olayını Sünni inancına sahip mutaassıp bir kişinin üzerine yıkmak suretiyle Ergenekon'un amaçları doğrultusunda Malatya'da alevi-sünni çatışması çıkarma konusunda çaba sarf ettiklerini ve 26.03.2006 tarihinde Malatya ili Battalgazi ilçesi Adagören köyünde bulunan el bombası ve patlayıcı maddelerle bağlantılı olduklarını beyan etmesini sağladığı, bunun içinde istihbarat personeli fotoğraflarını, ....'a göstererek, düzenlediği teşhis tutanağına göre; 21.03.2006 tarihinde bombayı koyanlar ve 22.03.2006 günü Battalgazi Jandarma Karakoluna telefon ile bomba ihbarı yapıldığı esnada yanında bulunan Jandarma istihbarat personelinden bir tanesinin Uzman Çavuş ....Sırkıntı olduğunun belirlenmesi sonrası adı geçen personelin Malatya İl Jandarma Komutanlığında göreve başladığı tarihin 2006 yılı Temmuz ayı olduğunu tespit edince ....'a yeni bir teşhis daha yaptırdığı, aynı iftirayı bu personelin yerine başka birine atmaya çalışarak görevini kötüye kullandığı, 17.01.2014 tarihinde ifadesini aldığı şikâyetçi ... 'ın "Savcı bey bu yalancı tanıklara neden bu kadar itibar ediyorsunuz" şeklinde sorusu üzerine "Begüm Kartal cinayetinden içeride yatan şahıs suçsuz yatıyor ben ... isimli şahsa inanıyorum bu insana tuzak kurulmuş cezaevine girdirilmiş ben bu şahsı cezaevinden çıkartmak için elimden geleni yapacağım" ve "Zirve Yayınevi cinayetinden örgütten ceza aldığınızda bu olayda sizin üzerinize kalır" şeklinde söz sarf ettiği, ...isimli kişiyi yalancı tanık olarak ayarladığı ve bu kişinin şüpheliler aleyhinde ifade vermesini sağladığı, cinayet davasının sanığı olan ve 11.03.2014 tarihinde yakalanarak cezaevine konulan ... Ulu'nun kendisine verilen sözün tutulmamış olması sebebiyle haber göndererek görüşmek istemesi üzerine, hakkındaki kovuşturma dosyası kapalı durumda bulunan ... 'yu gerçekte mevcut olmayan (2014/2587 Muh.) bir dosya kapsamında 30.05.2014 tarihinde ifadeye çağırdığı, yazılı talimatına istinaden 30.05.2014 tarihinde hükümlü bulunduğu Malatya E Tipi Cezaevinden alınarak odasına getirilen ... ile bir süre odasında kaldıktan sonra şahsı ifadesini almadan cezaevine göndererek görevini kötüye CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 7/35 kullandığı, 2- Yürütmüş olduğu soruşturma ile ilgili gönderilen ihbar mektupları hakkında usul ve yasaya aykırı davranarak suçu gizlediği ve Askeri Savcılık tarafından yapılan soruşturmaya engel olduğu, Bu cümleden olarak; Malatya İl Jandarma Komutanlığının 2006-2008 yılları arasında mahkeme kararıyla yaptığı gizli olan istihbari dinleme listesi ve Malatya İl Jandarma Komutanlığı brifingi isminde bir dosyanın Malatya İl Jandarma Komutanlığına sızmış paralel yapı unsurları tarafından çalınıp deşifre edilerek, 14.07.2009 tarihinde bir CD ile birlikte ihbar mektubu olarak kendisine gönderilmesi sonrası bu kayıtlar eline ulaştığında bu kayıtları çalan ve bu gizli belgeleri deşifre edenler hakkında soruşturma açması gerekirken hiçbir işlem yapmadığı, suçu gizleyerek adli görevini ihmal ettiği, bunun yanında, 28 Eylül 2009 tarihinde bir gazetede, Malatya İl Jandarma Komutanlığına ait istihbarat kayıtlarının yer alması üzerine, idari tahkikat ardından da, Malatya 2. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından soruşturma yapılması üzerine, soruşturmayı yapan askeri savcının, soruşturma kapsamında kendisi ile görüşerek, 14.07.2009 tarihli ihbar mektubu ekinde gönderilen CD'nin kopyasını, yaptığı soruşturmayla bağlantılı olabileceği gerekçesi ile şifahi olarak talep etmesine rağmen brifingin kopyasını verdiği halde, dinleme listesinin kopyasını vermeyerek, dinleme listesini çalan ve deşifre edenlerin soruşturulmasına da engel olarak görevini ihmal ettiği ve görevini kötüye kullandığı, 9-Malatya eski (CMK 250. Madde ile görevli) Cumhuriyet Savcısı olup Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (38177) ...'un; A)Şikâyetçiler hakkında yürüttüğü soruşturmada “NEFRET”, “Bİ’ ERMENİ VAR”, “ERGENEKON’UN ZİRVESİ” isimli kitaplar bakımından ilgililer tarafından soruşturma gizliliği ihlal edildiği gibi ihlal edenler hakkında herhangi bir işlem yapmayarak masumiyet karinesi göz ardı ettikleri, Bu cümleden olarak; 1- Cumhuriyet Savcısı ...'dan sonra devralarak yürüttüğü soruşturma dosyasında yer alan, .... isimli şahsın (gizli tanık ...) ve şikâyetçiler .... ... ...., ... ....ile ... ...'in ifade tutanaklarını, dosya ile ilgili gizlilik ve kısıtlama kararları da bulunmasına rağmen, 2011 yılı Ekim ayında Kalkedon Yayınlarından ilk baskısı yayınlanan Nefret isimli kitapta yazan ve soruşturma gizliliğini ihlal ederek, soruşturmada şüpheli olan askeri personeli hedef durumuna getiren ...ve yayıncılarla ilgili olarak yasal işlem başlatmadığı, bu şekilde görevini ihmal ettiği, 2-Kendisi tarafından yürütülen soruşturma ile ilgili bilgi sahibi olabilmek için, soruşturma kapsamındaki gizli tanık .... (...) ile diğer şüphelilerin ifadeleri, tutuklandıktan sonra basına yansıyan ve dosyada bulunan ses kayıtlarından birer suretin verilmesini talep eden, anılan soruşturma nedeniyle mağdur olan, jandarma istihbarat görevlisi kimliği deşifre edilen ve tutuklu bulunan ... ’ın talebini, 01.02.2012 tarihli yazıyla “Yürütülmekte olan soruşturma dosyasında, gizlilik kararı bulunduğundan söz konusu bilgilerin gönderilemeyeceğini” bildirerek reddettiği hâlde, paralel yapıya mensup olup emniyetin imamı olarak bilinen Kozanlı ... isimli kişiyle irtibatlı gazeteci ....'ın Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan iddianame tarihi olan 08.06.2012 tarihinden bir gün önce olan 07.06.2012 tarihinde yazmış olduğu Ergenekon’un Zirvesi isimli kitapta doğruluğu ve gerçekliği ispatlanmışcasına .... tarafından sunulan sahte belgeler gibi soruşturmaya ait bilgi ve belgeler ile adeta iddianamenin özetinin yer alması karşısında, kitabın içerisindeki bilgileri daha önceden bu şahsa servis ederek veya bilgisi dâhilinde verilmesine göz yumarak soruşturma gizliliğini ihlal ettiği gibi sanıkların masumiyet karinesinin ihlal edilmesine neden olduğu, aynı zamanda yargılamayı yapan CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 8/35 Malatya (Kapatılan) 3. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile Görevli) Başkanı ...'nın sanıklardan .... ve ... ....'e iddianamede olmayıp "Ergenekonun Zirvesi" isimli kitapta yer alan bazı iddialara ilişkin soru sormasından anlaşılacağı üzere yargılamayı yapacak mahkemenin etki altında kalmasına neden olduğu, 3-Adem Yavuz Arslan tarafından kaleme alınıp yayınlanan ve gizli tanık Deniz Uygar’ın (...) açık kimliğini deşifre ettiği "Ergenekon’un Zirvesi" isimli kitap hakkında, soruşturmanın gizliliğini ihlâl eylemine ilişkin herhangi bir yasal işlem yapmayarak görevini ihmal ettiği, B)Jandarma Uzman Çavuş olarak görev yaptığı dönemde ....’yı Zirve Yayınevi cinayetine ilişkin soruşturmaya usulsüz olarak dâhil edip, öncesinde vermiş olduğu ifadesini değiştirmesine neden oldukları ve ilgiliyi dâhil ettikleri soruşturma kapsamında eksik soruşturma yaptıkları, Bu cümleden olarak; Şikâyetçi ... ....’i "Zirve Yayınevi Cinayeti" ile irtibatlandırmak amacıyla cemaat abisi ... ... .... tarafından Uzman Çavuş .... ...ya ihbar mektubu yazdırılma girişimi hususunda şikâyetçi tarafından talep edildiği halde öğretmenlik yapan .... ... cemaati mensubu ... ... ....'ın ifadesini dahi almamak suretiyle görevini ihmal ettiği, C)Şikâyetçilerin haksız olarak tutuklanmaya sevk edilip tutuklanmasını müteakip haklarında haksız olarak verilen tutukluluğun devamına ilişkin mütalaalarda suç tarihi, sorgu numarası gibi konularda yanlışlıklar yaparak soruşturma dosyasının yeterince incelenmediği kanaatinin oluşmasına neden oldukları ve aynı zamanda soruşturmanın devam ettiği süre içerisinde verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda yasal olmayan keyfi ve blok halinde yazılan gerekçeler kullanılarak şikâyetçilerin uzun süre tutuklu kalmasına sebebiyet verdikleri, Bu cümleden olarak; 1-Cumhuriyet Savcısı ...'dan sonra devraldığı soruşturmada, daha sonraki aylarda CMK. 108. maddesine göre tutuklu şikâyetçiler , ... ... ve ... hakkında yapılan aylık tutukluluk değerlendirmeleri için, 15.07.2011-07.06.2012 tarihleri arasında Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesine verdiği mütalaalarda, Cumhuriyet Savcısı ...'ın 15.07.2011 tarihinde verdiği mütalaanın aynısını kes, kopyala, yapıştır yöntemini kullanarak, sadece tarihini değiştirerek ve altına kendi ismini yazarak, anılan yetkisizlik kararında, şikâyetçilere atılı suçun "Silahlı terör örgütü üyesi olma", suç tarihinin 04/2007 yazmasına, şikâyetçilerin İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2011 tarihli ve 2011/29 sorgu sayılı kararı ile "Silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan tutuklanmasına rağmen, şikâyetçiler ile ilgisi olmayan suç tarihi ve mahkeme adı ile kararını yazarak, gerçek olmayan uydurma şekilde suç tarihini 16.05.2011 ve öncesi, tutuklanma tarihini Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2011 tarihli ve 2011/8 sayılı kararı olarak yazarak genel olarak haksız bir şekilde tutukluluk halinin devamına yönelik mütalaalar vererek şikayetçilere yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği, 2-Şikâyetçiler ... , ... ve ... hakkında iddianame düzenlediği 08.06.2012 gününden bir gün önce 07.06.2012 tarihinde müştekinin aylık tutukluluk durumunun değerlendirilmesi için yazdığı mütalaada, "Silahlı terör örgütüne üye olma" suç şüphesi ile delillerin henüz toplanmadığı gerekçesiyle tutukluluk hâlinin devamı yönünde beyanda bulunmasına rağmen, bir gün sonra soruşturmayı tamamlayarak iddianame düzenleyerek görevini kötüye kullandığı, D)Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile Görevli) 2007/383 sırasında yürütülen soruşturma neticesinde 08.06.2012 tarihinde şikâyetçiler hakkında düzenlenen iddianamede ve bu iddianameye dayanak olarak yürütülen soruşturmalarda keyfi suçlamada bulunarak şikâyetçilerin CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 9/35 mağduriyetine sebebiyet verdikD) Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile Görevli) 2007/383 sırasında yürütülen soruşturma neticesinde 08.06.2012 tarihinde şikâyetçiler hakkında düzenlenen iddianamede ve bu iddianameye dayanak olarak yürütülen soruşturmalarda keyfi suçlamada bulunarak şikâyetçilerin mağduriyetine sebebiyet verdikleri; Bu cümleden olarak; Fetullah ... tarafından dile getirilen "Dinler Arası Diyalog" kavramına yönelik, "Dinler Arası Diyalog Söyleminin Tartışma Noktaları" başlıklı makale yayınlayan...’ı, ilgisi olmadığı hâlde yargılama konusu eylemlerle ilişkilendirerek davaya taraf ettikleri ve böylelikle eylemlerin asıl faili olan kendilerini kamufle etmeye çalıştıkları, yine ...tarafından kaleme alınan ve "EKEV" akademi dergisinde 1998 yılında yayımlanan "Dinlerarası Diyalog Söyleminin Tartışma Noktaları" isimli makalede yer alan "Dinler Arası Diyalog anlayışının, dini maksatlı görünen yüzünün ardında siyasi ve politik amaçlar yattığı" şeklindeki değerlendirmeyi, gizli tanık Deniz Uygar'ın beyanları ile değerlendirerek, 19.03.2011 talihinde şikâyetçi hakkında, "söz konusu ilkeyi benimseyen cemaat ve bu eylemlere müsaade eden siyasi iradenin, aslında hoşgörü adı altında ülkenin çıkarlarına karşı olumsuz faaliyetlerde bulunduğu imajının yaratılmasına yönelik çalışmalar yaptığı" suçlamasına yer verdiği, E)1-Cumhuriyet Savcısı ...'den sonra anılan soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı ... tarafından, iddia edilen Ergenekon terör örgütüne yönelik şikâyetçilerin irtibatının olmadığı gerekçesiyle soruşturma dosyasının 02.07.2011 tarihli ve 2011/1313 sayılı yer yönünden yetkisizlik kararıyla Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini takiben, kendisinden önce soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı ...'dan devraldığı soruşturma sonunda, şikâyetçilerin büyük bir kısmının tutuklanmasından yaklaşık 16 ay kadar uzun bir süre sonra, şikâyetçilerinin ifadesini alma gereği dahi duymadan günlerce ifadesi alınan ...ın soyut, yüklemeli ve yönlendirmeli ifadeleri ve sahte delillere itibar ederek şikâyetçilerden ... hakkında anılan yetkisizlik kararında suçun azmettiricisi olduğuna dair delil elde edilemediği açıkça belirtilmesine rağmen ve soruşturmanın ilk aşamalarında sessiz kalan, gizli tanık olmayı kabul etmeyen ve mahkemeye giderek gerçekleri anlatan ....’ şüpheliler arasına dâhil etmek suretiyle tüm şikâyetçiler hakkında haksız yere 08.06.2012 tarihli iddianameyi düzenleyerek dava açtığı ve tutuklama talep ettiği bu suretle görevini kötüye kullandığı, 2-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile Görevli) 2007/383 sırasında yürütmüş olduğu soruşturma neticesinde 08.06.2012 tarihinde şikâyetçiler hakkında düzenlemiş olduğu iddianamede keyfi suçlamalarda bulunarak görevini kötüye kullanmak suretiyle şikâyetçilerin mağduriyetine sebebiyet verdiği, Bu kapsamda; a-Şikâyetçi ... ’ın adına kayıtlı telefonlar dinlenmesine rağmen, söz konusu iddianameye konu suçlamalara veya başka suçlara ilişkin herhangi bir tape görüşmesini iddianame ekine koymayarak keyfi şekilde suçlama yaparak görevini kötüye kullandığı, b-Şikâyetçi ... hakkında darbeye teşebbüs suçu isnat edilmesine rağmen hazırladığı iddianamede 265 kez ... grubu isminden bahsettiği, Milli Güvenlik Kurulu kararlarına istinaden ... grubu ile ilgili yapılan istihbarat çalışmasını hükümete karşı yapılmış gibi gösterdiği, Adalet ve Kalkınma Partisi ile ... Cemaatinden, bir hükümetin koalisyon ortakları gibi bahsettiği ve şüphelilerin görevi gereği ... Cemaati hakkında yürüttükleri istihbarı faaliyetleri hükümet aleyhine yapılmış yasadışı faaliyetler gibi gösterdiği ve adeta ... Cemaatinin avukatlığını yaptığı, CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 10/35 c-Şikâyetçi ... in cinayetin asıl failleri ile hiçbir bağlantısı ve HTS kayıtlarında hiçbir görüşmesi olmamasına rağmen iddianamede şikâyetçinin bu şahıslarla irtibatı varmış gibi gösterdiği, d-... isimli şahsın Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesildiği, disiplinsizlik nedeniyle çeşitli cezalar aldığı, SGK kayıtlarına göre 1993'den itibaren herhangi bir kurum ve kuruluşta çalışmadığı resmi kuramların yazılarıyla sabit olduğu halde, ...’ın "Mizansen" olarak bunlar yapıldı yalanına itibar edip, resmi kurum olan SGK ve Genelkurmay Başkanlığının resmi yazılarına itibar etmediği, e-... tarafından sunulan flash bellekte yer alan, şüpheli konumunda olan şikâyetçilerde yapılan aramalarda ele geçirilemeyen iddianame ve ekleri içerisinde geçen 5 adet Asimetrik Psikolojik Harekât Planını (APHP), şikâyetçi ...aleyhine nedenini belirtmeksizin kullandığı ve şikâyetçiyi TUSHAD’cı, darbeci, hükümet karşıtı, ergenekoncu şeklinde nitelemek için gerekçe yaptığı, f-Bir kısım misyonerin, AK Parti karşıtı söylemleri, bazı kişileri kayıt altına alarak fişleme eylemlerini, bilgisayarlarından çıkan belgeleri manipüle ederek, hedef seçilen şikâyetçilerden sadır olduğu iddiasıyla aleyhlerinde delil olarak kullandığı, misyonerlerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini sözde kürdistan sınırları içinde gösteren, misyonerlere ait haritaları, aksiyon dergisinde yayımlanan ve misyonerleri tek tek fişleyen makale içeriğini şikâyetçi ve diğer sanıklara isnat ederek suç uydurduğu, g-... Geleğen ve ...’nin beyanları ve şikâyetçi ...’ın istikrarlı beyanları ile birbirlerini tanımadıkları doğrulandığı ve aksini ispata yarar herhangi bir delil (HTS kaydı vb.) de bulunmadığı hâlde, şikâyetçi ile adı geçenlerin sürekli telefon görüşmesi yaptığı yönünde iddialara iddianamesinde yer vererek, şikâyetçiyi, kafasındaki sözde örgüte dâhil etmeye çalışarak görevini kötüye kullandığı, h-İlahiyat Fakültesinde öğretim elemanı olan ve kendisine "Hoca" şeklinde hitap edilen ...ı, bu ismin "Kod Adı" olduğundan bahisle itham ettikleri ve kendisi aleyhine gerçek dışı haberlere yer veren ...n hakkında suç duyurusunda bulunmasını aleyhe delil olarak değerlendirdiği ve bu durumu sözde TUSHAD Terör Örgütüne üyelik eylemine delil olarak kabul ettiği, 3-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile Görevli) 2007/383 sırasında yürütmüş olduğu soruşturma neticesinde 08.06.2012 tarihinde şikâyetçiler hakkında düzenlemiş olduğu iddianamede ve bu iddianameye ait klasörlerde şikâyetçiler lehine olabilecek bilgi ve belgeleri gizlemek suretiyle şikâyetçilerin savunma hakkını kullanmasını engellediği; Bu kapsamda; Gizli tanık, tanık ve sanık ...'ın, 1993 yılında Kırklareli (Kapatılan) 33'üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinde yargılandığını, askeri cezaevinde yattığını, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesildiğini ve dolayısıyla yalan söylediğini somut ve kesin olarak gösteren Milli Savunma Bakanlığının arşivinden gönderilen resmi evrakı, 22.03.2012 tarihli yazı ile isteyip dosyaya dâhil etmesine rağmen, adı geçen kişinin beyanlarının sıhhatini tehlikeye düşürmeme saikiyle 08.06.2012 tarihli iddianame eklerine koymayarak 07.05.2012 tarihli yazı ile ilgili mercie iade ettiği, şikâyetçi ve vekillerinden sakladığı bahse konu bu evrakı sanık savunmaları alındıktan sonra 2013 yılı Ocak ayına kadar mahkeme heyetinden gizleyerek görevini kötüye kullandığı, 4-Milli Savunma Bakanlığından sözde TUSHAD örgütü ile gelen resmi evraktaki içeriğin aksi yönünde iddialarda bulunduğu, 5-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 sayılı soruşturma dosyasının tanık, gizli tanık, şüpheli CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 11/35 sıfatında olan kişilerin ifadelerini alırken yönlendirme yoluna gittiği, aynı zamanda şikâyetçiler aleyhine ifade veren gizli tanık ...’ı korumak gayesiyle bazı tavır ve davranışlar sergilediği; Bu bağlamda; a-Yürütmüş olduğu soruşturma dosyasının gizli tanık ve şüpheli konumunda olan ...’ın 14.01.2012 günü saat 17;00’de başlayan ve 4 gün süren ifade tutanağının 12. sayfasında "size irtibat için ....15 numaralı hattın verildiğini beyan etmiş olmanıza rağmen size teslim edilen telefonun sonu ....14 ile biten olduğu görülmektedir, size teslim edilen telefon hattı ...15 mi yoksa ...14 mü olduğunu açıklayınız" şeklinde yönlendirilme amaçlı sorular sorduğu, cevaben de "ben numarayı daha önce hatırlayamamışım, evdeki bir notta ...15 numaralı telefonun yazılı olduğunu gördüm" şeklinde beyanlarını tutanağa geçirmek, Milli Savunma Bakanlığından gelen resmi evrakın dosyaya girmesinden hemen sonra, 24.12.2010, 28.12.2010, 14.03.2011, 16.06.2011, 17.06.2011, 18.01.2012 ve 05.02.2012 tarihli ifadelerinde hiç bahsetmemesine rağmen 25.05.2012 tarihli ifadesi ile gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek için bu resmi kayıtları yalanlatmak, .... ve ....’a verdiği ifadeleri HTS kayıtları ile uyumlu yapmak amacıyla bu kayıtları baz alarak zaman, mekân ve içerik olarak değiştirmek, 21 Mart 2007 tarihinden 11 Mart 2011 tarihine kadar MİT Müsteşarlığına ve soruşturma savcılarına yazılmış olan isimsiz ve/veya sahte isimli, sahte içerikli mektuplara delil niteliği kazandırmak için ...a okutmak suretiyle şikâyetçilere suç isnat ettiği, b-Sanıklardan ....ye şikâyetçi ... .... aleyhinde yalancı tanıklık yapmaları konusunda çeşitli vaatlerde bulunduğu, tahliye vaadi nedeniyle ....’nin aleyhine iftiralarda bulunmasına neden olduğu, 6-Yürüttüğü soruşturma dosyası kapsamında ve kendisi tarafından ileri sürülen iddialar doğrultusunda şikâyetçiler lehine olan veya olabilecek olan delilleri toplama yoluna gitmemek suretiyle eksik soruşturma yaptığı, Bu kapsamda; a-Emekli Tuğgeneral ....'ün TUSHAD isimli terör örgütünün üyesi olduğunu ve gizli tanık ...'ı misyonerlerin içine sızma konusunda görevlendirdiğini iddia etmesine rağmen Emekli Tuğgeneral ....'ü şüpheliler arasında göstermediği gibi bu kişinin ifadesini dahi almayarak görevini ihmal ettiği, b-14.03.2011 tarihli gizli tanık ifadesinde ... isimli şahsa ... 'in talimatıyla eylem planlandığını, .... ve ... isimli şahısların bu konuda hazırlık yaptığını ancak kendisinin bu eylemi engellediğini iddia eden ..'ın bu beyanlarına itibar ederek iddianamede yer verdiği, buna rağmen .... ve ... 'ı şüpheliler arasında göstermediği gibi bu kişilerin ifadesini dahi almayarak görevini ihmal ettiği, c-Sunulan belgelerin delil olma sıhhatini incelemeyerek sahteciliğin üzerini kapamaya çalıştığı bu kapsamda TUSHAD tarafından ... adına düzenlendiği iddia olunan sahte kimlik ile TUSHAD tarafından ...'a gönderildiği iddia olunan sözde talimatları içerir üç adet ıslak imzalı belge, gizli tanık ... tarafından kendisine teslim edilmiş olmasına rağmen anılan kimlik ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmayarak görevini ihmal ettiği, d-Hayali TUSHAD’ın sözde varlığını ispat etmek için televizyon programcılarının ifadesine başvururken, dava ile doğrudan bilgi ve görgüsü olduğunu ifade eden ve Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığına ifade veren Eyüp Badem'in ifadesini dahi almayarak görevini ihmal ettiği, e-...'ın teslim etmiş olduğu dijital verilerin ve Haydar Yeşil’e ait olduğu iddia olunan dijital verilerin Tarsus'ta "İklim Kafe, Halikarnas İnternet Kafe, Elektrocell, Park Kitapevi, Bilgisayar-24" gibi kafe ve şirket CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 12/35 bilgisayarlarında ... tarafından üretilmiş olduğu sabit olmasına rağmen bu yerlerdeki bilgisayarlara el konulması yönünde işlem yapmayarak görevini ihmal ettiği, f-“Kürdistan Hristiyan Birliği (KHB), Kuzey Kürdistan kapsamında olan yerler, KHB İnanç Bildirgesi, Kürdistan Anayasası” gibi birçok belge ... tarafından; “anadoludabiryer@yahoo.com.tr” mail adresinden “nanemaydanoz@yahoo.com.tr” mail adresine gönderilmiş olmasına rağmen, bu belgelerin mail adreslerini araştırmadıkları gibi, bu konudaki talepleri dahi dikkate almayarak görevini ihmal ettiği, g-Şikâyetçi ... ...'ın, daha önce hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen bu karara karşı yapılan itirazın da Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmesi üzerine olayla bir ilgisinin olmadığı kesin olarak tespit edilen Ruhi Polat isimli şahıs ile Suat Er isimli şahıs aracılığıyla olayın asli faillerinden Emre (kurul kararında Engin olarak geçmiş ise de Emre olduğu değerlendirilmekle) Günaydın’ı cinayete azmettirdiğini iddia ettiği, buna rağmen 15 aylık soruşturma sürecinde açık kimlik ve adres bilgileri bilinen Suat Er ve Ruhi Polat isimli şahısları şüpheliler arasında gösterip kamu davası açmadığı gibi Suat Er’in ifadesini dahi almayarak görevini ihmal ettiği, h-Soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütüldüğü dönemde 5 kez dinlenen gizli tanık ...'ı, kamu davası açılıncaya kadar 18.01.2012, 05.02.2012 ve 25.05.2012 tarihlerinde yeniden dinlediği, bu ifadeler ve sonrasında alınanlar ile birlikte ...’ın 12 kez ifadesi alınmış olmasına ve her seferinde farklı, çelişkili iddialarda bulunarak, şikâyetçileri suçlamasına rağmen; bu kişinin ifadelerinde bahsi geçen hususlarla ilgili hiçbir araştırma yapmaksızın şikâyetçilerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında 1 defa vermiş olduğu ifade ile yetinerek şikâyetçiler hakkında ileri sürülen yeni isnatları sormak için bizzat ifade alma gereği duymadığı, lehe delilleri toplamadığı bu suretle iddialarla ilgili şikâyetçilere yeni delil sunma fırsatı vermeyerek şikâyetçilerin savunma haklarını kısıtlayarak görevini kötüye kullandığı, 7-Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/10306 sırasına kayden yürütülen soruşturma nedeniyle Tarsus 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 10.02.2012 (17.02.2012) tarihli ve 2012/242 sayılı, Tarsus 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 10.02.2012 (17.02.2012) tarihli ve 2012/105 sayılı kararlarıyla hakkında yakalama emri düzenlenen ..., 25.05.2012 ve 29.09.2012 tarihlerinde ifade vermek üzere adliyeye gelmesine rağmen, anılan tarihlerde hakkında yakalama emri bulunan ve aranan kişilerden olan şahsı yakalama emrinin gereğini yerine getirmeden salıvererek görevini ihmal ettiği, 8-Şikâyetçiler lehine olabilecek ve tanığın beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği konusunda önemli olarak kabul edilebilecek delilleri gizleyerek savunma hakkını ihlal ettiği, Bu doğrultuda; a-14.10.2007 tarihinde ...'ın Tarsus Bolatlı köyündeki evinde eşinin de bulunduğu ortamda, ... ve ekibi tarafından "..." adlı bir şahıs aracılığı ile tehdit edildiği ses kayıtları ile sabit olmasına rağmen bu hususu dikkate almadığı, ve Hard diskte bulunan ses dosyalarının çözümü konusunda, bu hususta yeterli teknik donanıma sahip olmayan ... Bulut isimli polis memurunu görevlendirerek bu kişiye kendi istediği doğrultuda gerçeğe aykırı bilirkişi raporu hazırlatarak görevini kötüye kullandığı, b-Bilinçli olarak eksik ve gecikmeli tahkikat yaptığı, asılsız beyanda bulunan gizli tanık ve dosyanın sanığı ... isimli şahsın beyanlarında geçen ... isimli şahsın fotoğraflarının dosyaya sunulmasını talep eden mahkemeye, dosya kapsamında gizlilik kararı bulunduğunu gerekçe göstererek fotoğrafları göndermediği ve şikâyetçi ...’un lehine olan delilleri mahkemeden ve savunmadan gizleyerek savunma hakkını kısıtlayarak CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 13/35 görevini kötüye kullandığı, c-Şikâyetçi ... ...’ın, 18.04.2008 günü saat 18.07'den sonrasına ait ve 19.04.2008 tarihine ait HTS kayıtları celb edildiğinde gizli tanık ... ile bir araya gelmediği açıkça ortaya çıkacağından, bu tarihlerden önceki döneme ait HTS kayıtlarını dosyada mevcut olmasına rağmen kasten dosyaya koymayarak görevini kötüye kullandığı, 9-Şikâyetçiler hakkında uygulanan arama, el koyma, iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması gibi önleyici tedbirlerde ortaya çıkan ve soruşturma konusu suç ile ilgisi olmayan evrak, fotoğraf gibi sair evrakı iddianame ekine koymak suretiyle şikâyetçilerin yasadışı oluşumlara karşı hedef konumuna gelmesine sebebiyet verdiği, aynı zamanda şikâyetçilerin özel hayatının ve haberleşme gizliliğini ihlal ettiği, Bu cümleden olarak; a-Şikâyetçi ... ın yargılandığı dava ve suçlandığı suçlarla ilgili olmamasına rağmen, 17.03.2011 günü evinde, iş yerinde ve aracında yapılan aramalarda incelenmek üzere el konulan kişisel ajandasındaki babasına, eşine ve çocuğuna ait özel ve kişisel bilgilerini, çalıştığı birimlerde görevleriyle ilgili tuttuğu notları iddianame eklerine koyarak, görevini kötüye kullandığı ve kişisel bilgilerini deşifre ederek şikâyetçi ve ailesini tüm yasa dışı oluşumlara hedef durumuna getirerek özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği, b-Şikâyetçi Haydar Yeşil'in, isnat edilen ve tedbir kararındaki suçlama ile ilgisi olmayan 8 adet telefon görüşmesine ait iletişim tespit tutanağı ile çoğu şüpheli olarak belirtilmeyen 37 kişinin HTS kayıtlarını imha etmeyip iddianame ekine koyduğu ve aleni hale getirip haberleşme gizliliğini ihlal ettiği, yine isnat edilen suçlama ile ilgisi olmayan şikâyetçiye ait telefon rehberini ve konut edindirme yardımı kesintilerini gösteren bordroları iddianame ekine koyarak özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği, c-Şikâyetçi ... ...'ın arkadaşları ve akrabaları ile yapmış olduğu görüşme tapeleri ile 1998 yılında ailesi ile birlikte katıldığı sünnet töreninde çocuklarla çekilmiş resimlerini suç teşkil etmemesine rağmen iddianame eklerine koyarak, özel hayatın gizliliği ihlal ettiği ve şikâyetçi ve ailesini suç örgütlerinin hedefi haline getirdiği, d-Davayla hiç alakası olmayan ve iddianamede herhangi bir suçlamada bulunulmayan basında çıkmış haberler, şikâyetçi Adil Akçay'ın iş yerinde ele geçen onlarca evrak, adı geçen şahsın eşine ait gelir vergisi beyannamesi, şikâyetçiye ait banka hesap numaraları, internet, MSN, sanal alışveriş vb. şifreleri, ev, cep, işyeri, dost, arkadaşların telefon numaralarını deşifre ederek özel hayatın gizliliği ihlal ettiği, e-Şikâyetçi ... Ülger hakkında yapılan isimsiz imzasız sahte ihbar mektubunu, şikâyetçinin annesine küfür edilen kısım dâhil aynen iddianameye koyduğu, 10-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile Görevli) 2007/383 sırasına kayden yürütmüş olduğu soruşturmada gizli kalması gereken veya açıklanmasına ihtiyaç duyulmayan belgeleri iddianame ekine koyduğu, Bu doğrultuda; 17.03.2011 tarihinde şikâyetçi Haydar Yeşil'in işyeri olan Malatya İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü odasında yapılan aramada el konulan istihbarat kayıtlarının, isnat edilen suçla bir ilgisi olmamasına ve "Gizli" gizlilik derecesini haiz olması sebebiyle aramaya katılan askeri savcı tarafından bazı belgeler üzerine "...gizliliğe önem verilmesi rica olunur" ve "... gizli kişiye özel gizlilik derecesini taşımaktadır" şeklinde şerh düşülmüş olmasına rağmen haber elemanları ve ihbarcılara yapılan ödeme kayıtlarını, 2005 - 2011 yıllarına ait tüm istihbarat ödeme fişlerini, istihbarat ödeneğine ilişkin gizli yazışmaları, hesap CGK., E. 2020/171 K. 2022/496 T. 29.6.2022 Sayfa 14/35 hareketlerini, haber elemanı kayıt deflerine kayıtlı haber elemanlarını gösterir listeleri, köy bilgi dosyalarını ve il emniyet komisyonu toplantı tutanaklarını 08.06.2012 tarihinde düzenlediği iddianame ekine koymak suretiyle gizli kalması gereken bilgileri ifşa ederek ihbarcı, haber elemanları ve istihbarat personelinin kimliklerini deşifre ettiği ve şikâyetçileri yasa dışı örgütlere hedef gösterdiği, yine şikâyetçi ... ...’ın, Malatya İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yapmakta iken 2003 yılında dış görevlendirme ile Gaziantep'e giderek uyuşturucu kaçakçılarına yönelik yaptığı ve neticesinde 50 kg uyuşturucu madde ele geçirildiği operasyona ilişkin belgeler ile Malatya İli, Doğanşehir İlçesi, Erkenek kasabasında yapılan 50 kg Afyon Sakızı (Uyuşturucu) operasyonuna ilişkin evrakları soruşturma konusu olayla ilgili olmamasına rağmen iddianame ekine koymak suretiyle anılan operasyona katılan askeri personel ile haber elemanlarının kimliklerini kasıtlı bir şekilde deşifre ederek gizliliği ihlal ettiği, 11-Düzenlediği iddianamenin 7/8 bölümünde şikâyetçi ... Atılğan hakkında sözde TUSHAD terör örgütünün talimatıyla 24.07.2006 tarihinde Ruhi Abat ile ...'ı tanıştırmak için Karadeniz ve Anadolu gezisinden acele geldiğini, 23.07.2006 tarihinden gece geç saatlerde Mersin iline döndüğünü iddia etmesine rağmen, bu durumu açığa çıkartacak, bu tarihlerde Sivas ve Kayseri illerinde olduğunu gösteren şikâyetçi adına kayıtlı olup devamlı yanında bulunan 05053515968 numaralı telefonun iddiada bulunduğu 23-24.07.2006 tarihlerine ilişkin HTS kayıtlarını, şikâyetçiyi Mersin'de gösterebilmek ve yalancı gizli tanık ...'ın ifadesini doğrulamak için iddianame eklerine koymamak, yine bahse konu iddianamenin 7/98 bölümünde "...'ın 11.01.2007 tarihinde .... ... 'ı arayarak bilgi aktarımında bulunduğunu" iddia etmesine rağmen, şikâyetçinin görüştüğü ve bilgi aktarımında bulunduğu ileri sürülen hattın belirtilen tarihte Mersin ilinde, şikâyetçinin ise meslek içi eğitim için Ankara'da bulunduğunu gösteren ilgili HTS kayıtlarını iddianameye koymamak suretiyle savunma hakkını kısıtladığı gibi, avukatlar ve mahkeme heyetinden delil gizlediği, gerçek dışı iddiada bulunarak tarafsızlığını yitirdiği ve etkin soruşturma yapmayarak görevini kötüye kullandığı, 12-İstanbul'da başlatılan tertibin devamını sağlamak