Yıllık İzin Ücreti Dönemsel Edim Niteliğindedir Ve Beş Yıllık Zamanaşımına Tabidir


Yazar: YARGITAY
22.09.2022 08:47:48
Yıllık İzin Ücreti Dönemsel Edim Niteliğindedir  Ve Beş Yıllık Zamanaşımına Tabidir

Yargıtay 9. HD., E. 2021/7965 K. 2021/12611 T. 22.9.2021 T.C. Yargıtay Başkanlığı - 9. Hukuk Dairesi Esas No.: 2021/7965 Karar No.: 2021/12611 Karar tarihi: 22.09.2021 Belgeyi Lexpera’da Görüntüle MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalılardan ...ile ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin davalılar yanında 31/10/2007-31/01/2012 tarihleri arasında tır şoförü olarak aylık 1.500,00 TL net ücretle çalıştığını, davalılardan ...İnş. ve San. AŞ'nin asıl işveren olarak sorumlu bulunduğunu, davacının Artvin Deriner Baraj inşaatına diğer davalılar adına çimento, kül ve akaryakıt çektiğini, davacının dini bayramların ilk günü hariç ulusal bayram ve genel tatil günü ile hafta tatili dahil yıllık izin kullanmadan günlük asgari 16 saat çalıştığını, iş sözleşmesinin iş bitimi nedeni ile sonlandırıldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin ... Karar sayılı 13.03.2018 tarihli ilamı ile kıdem ihbar ve yıllık izin alacakları yönünden belirsiz alacak davası açılamayacağından usulden reddi gerektiğine dair bozma ilamı nedeniyle bu taleplerin usulden reddi üzerine yıllık izin alacağına yönelik kısmi dava açmış açılan dava işbu dava ile birleştirilmiştir. Davalılar Cevabının Özeti: Davalı ... İnş. Tic. ve San. A.Ş vekili husumet itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı ... İnş. Mlz. Taş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin ...İnş. Tic. ve San. AŞ'nin taşeronu olmadığını, işin tamamının davalı şirkete anahtar teslimi verdiğini, yetkili mahkemenin Ünye mahkemesi olduğunu, davacının davalı şirkette 31/10/2007-31/01/2012 tarihleri arasında çalıştığını,... Şirketinde çalışması bulunmadığını, kıdem ve ihbar tazminatı hakkının doğmadığını, diğer alacakların ise ibra edildiğini, davacının taleplerin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın, davanın reddini istemiştir. Davalı vekilleri birleşen yıllık izin alacağına yönelik kısmi davaya karşı zamanaşımı def’inde bulunmuşlardır. Mahkeme Kararının Özeti: Sayfa 1/3 Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraflar temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin ... Karar sayılı 13.03.2018 tarihli ilamı ile kıdem ihbar ve yıllık izin alacakları yönünden belirsiz alacak davası açılamayacağı, ayrıca fazla mesai alacağı yönünden de dosyada takoğraf kayıtlarının değerlendirilerek fazla mesai ücretinin hesaplandığının bilirkişi raporunda belirtilmesine rağmen dikkate alınmaksızın fazla çalışma ücreti alacağının reddinin hatalı olduğu ve bilirkişi raporu denetlenerek hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar veren mahkemece kıdem, ihbar yıllık izin alacakları yönünden davanın usulden reddine karar verilip fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına dair dava tefrik edilerek başlıkta belirtilen esasa kaydedilmiş, usulden reddedilen yıllık izin alacağı yönünden davacı tarafça bu kez kısmi dava açılarak işbu dava ile birleştirilmesine karar verilerek yargılamaya devam edilmiş, dosya bilirkişiye verilerek rapor aldırılmıştır. Bilirkişi tarafından fazla mesai ve hafta tatili alacakları hem tanık beyanı hem de takoğraf kayıtları birlikte değerlendirilerek yeniden hesaplanmış, davacı vekili tarafından fazla çalışma alacağı yönünden talep arttırımında bulunduğu, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olduğu bozma ilamında belirtildiği halde davacının talep arttımı dilekçesi ıslah dilekçesi kabul edilip tahkikata devam edilmesi nedeniyle bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına yönelik kuralın uygulanamayacağı ayrıca davalı tarafça zamanaşımı def’inde bulunulmasına rağmen raporda bu yönde değerlendirme yapıldığı ve fazla mesai ücreti yönünden dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından zamanaşımına uğrayan alacak bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalılardan ...İnş. Tic. ve San. A.Ş. ve ....vekilleri temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalılardan ...İnş. A.Ş. ve... Pet. İnş. Taş. San. Ltd. Şti.vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Somut olayda Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin ... Karar sayılı 13.03.2018 tarihli ilamı ile fazla mesai alacağının takoğraf kayıtlarına göre hesaplanması dışında hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları bozma konusu yapılmamıştır. Fazla mesai alacağına yönelik bozma ise sadece takograf kayıtlarına göre hesaplanan fazla mesai alacağının haftalık 45 saati aşan çalışmaların ve 7,5 saati aşan gece çalışmasının fazla mesai olarak hesaplanmasına yönelik bilirkişi raporunun denetlenerek hüküm kurulması 9. HD., E. 2021/7965 K. 2021/12611 T. 22.9.2021 Sayfa 2/3 gerektiği yönündedir. Raporda takoğraf kaydına göre hesaplanan fazla mesai alacağının 595,79 TL olduğu belirlenmiştir. Bozma dışına çıkılarak tanık beyanına dayalı olarak hesaplanan kısımla birlikte hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. Ayrıca hafta tatili alacağı bozma dışında kaldığından usuli kazanılmış hakkın ihlal edilerek ilk hükümdeki miktardan daha fazla alacağın hüküm altına alınması da hatalı olmuştur. 3-Taraflar arasındaki ikinci uyuşmazlık yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır. 4857 sayılı İş Kanununun “Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti” başlığını taşıyan 59 uncu maddesine göre, “iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar”. Belirtilen düzenlemede iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kullandırılmamış olan yıllık izin sürelerine ait ücretin “ücret” niteliği özellikle vurgulanmıştır. İş Kanunu’nun 32. maddesinin 6. fıkrasına göre iş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur. Aynı maddenin sekizinci fıkrasına göre ise, ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126 ıncı maddesinin üçüncü bendinde, başkalarının maiyetinde çalışan veya müstahdemi olan kimselerin, hizmetçilerin, yevmiyecilerin ve işçilerin ücretleri hakkındaki davaların beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmişti. Yargıtayca bu yasal düzenlemeler de dikkate alınarak, yıllık izin ücretinin beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu kabul edilmekteydi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra anılan Kanunda 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/3 hükmüne yer verilmediği gerekçesiyle yıllık izin ücretinin Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ıncı maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımına tabi olacağı ileri sürülmüş ise de, Türk Borçlar Kanunu’nun 147 inci maddesinin gerekçesinde hizmet sözleşmesi hükümlerine göre çalışanların “dönemsel edimler” niteliğindeki ücret alacaklarının aynı maddenin birinci bendi kapsamına girmesi nedeniyle, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126 ıncı maddesinin üçüncü bendindeki hükmün ayrıca düzenlenmesine gerek görülmediği belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147 inci maddesinin birinci bendine göre, “Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler” beş yıllık zamanaşımına tabidir. Yıllık ücretli izin dönemsel edim niteliğinde olup, yıllık izin ücreti hakkında da anılan hüküm uygulanmalıdır. Nitekim 12.10.2017 tarih ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 15. maddesi ile İş Kanunu’na eklenen ek 3 üncü maddede de yıllık izin ücretinin beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu açıkça düzenlenmiştir. Bu açıklamalara göre, yıllık izin ücretinin tabi olduğu zamanaşımı süresinin, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarih ile 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarih arasındaki dönemde de beş yıl olarak kabulü gerekmektedir. Somut olayda birleşen dosyada davalılar tarafından davaya karşı zamanaşımı definde bulunulduğu tespit edilmiştir. Fesih tarihi 31.01.2012 tarihidir. Birleşen dava tarihi ise 26.12.2018 tarihi olduğundan fesih tarihinin üzerinden beş yıldan fazla bir sürenin geçtiği, yıllık izin ücretinin tabi olduğu beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu açıktır. Mahkemece yıllık izin ücretinin tabi olduğu zamanaşımı süresi yönünden yanılgıya düşülerek, davalıların birleşen davaya karşı süresinde yaptığı zamanaşımı savunmasına değer verilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 22.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.